Makaleler

YÖK’çüler RedHack sınavından çaktılar!

RedHack, ODTÜ eylemleri karşısında aldığı tavırlar nedeniyle YÖK’ün sitesini hackledi. Burjuva düzenin tüm kiri, pisliği hacklenen belgelerde vardı.

RedHack 60 bin belgeyi aldığını belirtti. Bunları peyderpey kamuoyuna açıklıyor. Halen parça parça şu ya da bu üniversitedeki bir hukuksuzluğun belgelerini açıklamaya devam ediyorlar.

Bugüne kadar açıklananlara gelirsek belgelerde yok yok; Yolsuzluk, ırkçılık, mezhepçilik, sahtekarlık, evrakta sahtekarlık ve çıkar amaçlı örgüt kurmak, mobbing, sahte belge ile öğretim görevlisi olma… ve daha neler neler. Yayınlanan belgelerden bir kaçına bakmak iddiaların ciddiyetini görmeye yetecektir.

Malatya Üniversitesi Rektörü Prof. Dr. Fatih Hilmioğlu’nun annesin Alevi olduğu için YÖK tarafından iki defa soruşturmaya uğradığı, hacklenen belgelerde ortaya çıktı.

2012’de AKP Milletvekili Mustafa Şentop tarafından Marmara Üniversitesi Hukuk Fakültesi’nde uygulanan mobbingle ilgili olarak YÖK’e mektup yazmış.Mektuba göre Hukuk Fakültesi Dekanı Emin Artuk ve Fakültenin Dekan Yardımcısı Prof. Dr. Serap Helvacı’nın işini bırakması için Rektör baskı uyguluyor. Üniversitenin rektörü hakkı olmadığı halde, Hukuk Fakültesi Dekan Yardımcısı Prof. Dr. Serap Helvacı’ya telefonla vb. ile sürekli tacizde bulunuluyor.

Hacettepe Üniversitesi Rektörü Murat Tuncer’in imzasını taşıyan bir belgeye göre üniversitenin Genel Sekreteri Turan Menteş, üniversiteye ait gelirleri, başkanı olduğu HÜ Gençlik ve Spor Kulübüne aktarıyor. Yine belgeye göre Turan Menteş, bir cola firması ile anlaşıp diğer firmaların ürünlerinin kantinlerde satılmasını yasaklıyor ve bu uygulama karşılığında cola firmasından 250 bin TL alıp bahsi geçen spor kulübüne aktarıyor. Yine Turan Menteş bir taksi durağı ile anlaşıp buradan gelen 16 bin TL’yi de başkanı olduğu spor kulübüne aktarıyor. Bunlar da yetersiz görülmüş olmalı ki Hacettepe Erişkin Hastanesi’ne ait ekipmanlar satılıp kulübe bağış olarak gösterilmiş, tüm bunlar için bu kişiye 1 aylık maaş cezası verilmiş.

Yine Hacettepe Üniversitesinde Rektörlüğün emri ile Marabeni firmasından alınan 171 kalem ekipman ile ilgili sözleşme ve şartname hükümlerine uyulmadığı için kamuyu milyon dolarlık zararlara uğratıldığı yayınlanan belgeler de ortaya çıktı.

Karamanoğlu Mehmetbey Üniversitesi’nde Yardımcı Doçent olarak işe başlayan Mustafa Mortaş’ın sahte yayınlarla işe alındığı iddia ediliyor. Bu kişi halen görevde ve işine devam ediyor.

Yine Kastamonu Üniversitesi’nde sahte diplomalı Cuma Aydın adlı kişi önce akademisyen olarak atanıyor, ardından bu kişi Bilgisayar Teknolojileri Bölüm Başkanı yapılıyor.

Açıklanan belgelere göre Marmara Üniversitesi Tıp Fakültesi Vakfı’na ait hastane ve tıp merkezinde çalışan doktorlara 1997-2005 arası 17,5 milyon TL fazla para ödendi.

Çukurova Üniversitesi’nde 8,9 milyon dolarlı usulsüz ihale nedeniyle üniversite 4,5 milyon dolar zarara uğratıldı.

 

Bankalara peşkeş çekilen öğrenci hesapları!odtu resim3

Öğrencilerin ekonomik gelirleri çoğunlukla aileleridir. Milyonlarca öğrenci, bankalar aracılığı ile ailelerince desteklenmektedir. Milyonlarca öğrenci hesabı, bu nedenle bankaların hedefindedir.

Bu pazardan pay almak isteyen bankalar üniversite yönetimleri ile anlaşarak, sadece ilgili bankanın ATM cihazlarının, şubelerinin üniversite yerleşkelerinde (kampüs) olması karşılığında üniversitelere belli bir meblağ aktarıyorlar. Hatta bazı üniversiteler, tüm öğrencilerine anlaşmalı olduğu bankanın kartını veriyor.

Bu kartlar bazı üniversitelerde öğrenci kimlik kartı olarak kullanılıyor. Bunların tümü yasal! Yasal olmayan şey bankalardan elde edilen bu gelirlerin, gelir olarak değil de bağış olarak güçlendirilmesidir. Gelir olarak gösterilen paralar üniversitenin kurumsal ihtiyaçları doğrultusunda kullanılıyorken, bağışlar rektör-dekan vb.’nin keyfini giderebilecek şekilde yapılabiliyor.

Örneğin, 323 bin TL’lik lüks bir araç alınıp bağış olarak verilebiliyor ve bu araç makam aracı olarak rektöre zimmetlenebiliyor. Gelir ile bağış arasında böyle bir fark var!

Üniversitelerin bankalarla ilişkisi sadece öğrenci hesaplarının peşkeş çekilmesinden ibaret değilmiş. RedHack’in yayınladığı belgelere göre İstanbul Üniversitesi Ziraat Bankası’nda tuttuğu 100 milyon TL tutarındaki parasını vadeli-döviz vb. gelir getiren bir hesap türünde tutmayıp vadesiz hesapta tutması karşılığında banka toplamda 754 bin TL tutarındaki 7 aracı üniversiteye yani rektör ve dekanlara makam aracı olarak BAĞIŞ’lıyor. Üniversitenin toplam gelir kaybının ise 1 milyon 537 bin TL olduğu belirtiliyor. Bu para bağış vb. adlarla usülsüz bir şekilde peşkeş çekilmiş.

RedHack’in yayınladığı belgelerden yolsuzluğun örneklerini artırmak mümkün. Onlarca yenilir yutulur türden olmayan iddia söz konusu olmasına rağmen YÖK ve AKP Hükümeti sessiz. Burjuva basının bir kısmı hiç görmeme-konuşmama tavrını benimsiyorken; diğer bir kısmı ise arka sayfalarda, TV’de kaza haberleri ile magazin haberleri arasında vererek geçiştiriyor.

Kanun gereği, YÖK izin vermedikçe savcılar soruşturma dahi açamıyorlar. Tüm iddialar ya ilgili üniversitece ya da YÖK tarafından yalanlanıp her şey yasalara uygundur açıklaması ile cevaplanıyor. Yani kılıfına uydurduk diyorlar.

Hükümet ise ülkede böyle bir olay hiç olmamış gibi hareket ediyor. Çünkü bahsi geçen rektör-dekan vb.’lerinin tümü kendilerinin kadroları. Hükümet onları oralara atadı. Yani hepsi hükümetin insanı. Bunu en iyi şekilde de ODTÜ olaylarında kraldan çok kralcı kesilerek göstermişlerdi.

Hükümetin hedefinde olan isimler olduğunda ne olduğunu yaklaşık 2 yıl önce Van Yüzüncü Yıl Üniversitesi Rektörü Enver Arpalı’nın başına gelenlerden biliyoruz. Arpalı yolsuzluk iddiası ile apar topar YÖK izni ile soruşturulup tutuklandı. Maruz kaldığı muameleyi sindiremeyip hücresinde intihar eden Arpalı ve arkadaşları daha sonra mahkeme tarafından suçsuz bulunup beraat ettirildi.

Ama bu arada hükümet Arpalı ve arkadaşları üzerinden muhalifleri sindirmiş oldu. Arpalı olayı sırasında başta Van Milletvekili Hüseyin Çelik ve diğer AKP ve hükümet yetkilileri haksızlık-yolsuzluk ile mücadele üzerine söylenmedik söz bırakmıyorlardı.

Bugün tık çıkmıyor. RedHack belgeleri bu yönüyle sadece üniversitelerdeki yolsuzlukların belgeleri değildir. Aynı zamanda AKP’nin dağıttığı arpalıklar aracılığı ile akademisyenleri satın aldığının da belgeleridir.

 

(Bir ÖG okuru)

Daha fazla göster

İlgili Makaleler

Başa dön tuşu