Dünya

Yılmaz Güney’i Anıyoruz!

“..Ben sanatsal mücadelemi siyasal mücadeleden, anti-faşist, anti-emperyalist mücadeleden ayrı görmüyorum..” Yılmaz Güney

Ölümünün 28. Yılında büyük devrimci sanatçı Yılmaz Güney ve tüm devrimci ve ilerici sanatçıları bir kez daha anıyoruz. Yılmaz Güney, Nazım Hikmet ve Ahmet Kaya sürgünde hayata gözlerini yummuştur. 12 Eylül‘ün en karanlık günlerinde tedavisi faşist cuntacılar tarafından engellenen Ruhi Su gibi değerli sanatçılarımız ise ölüme terk edildi. Enver Gökçe, Hasan Hüseyin Korkmazgil, Ahmet Arif, Kemal Tahir’ler ömürlerinin çoğunu zindanda geçirdiler.

Türkiye’de sanatçı olmak, her türlü baskıya maruz kalmak, Sivas‘ta olduğu gibi yakılmak demektir. Ülkemizde ikinci bir baskıya maruz kalan kürt sanatçı ve araştırmacılarına ise hiç bir hayat hakkı tanınmamaktadır. Değerli Kürt araştırmacı Musa Anter bizzat faşizm tarafından katledilirken, Ermeni olduğu için öldürülen gazeteci Hrant Dink‘ler varken, Türkiye‘de sanat ve bilimsel bir araştırmacılıktan söz edilmesi mümkün değildir.

Faşizmin istediği sanatçı ve araştırmacı tipi devletin yanında olan ve halkı uyutan kişiler olmasıdır. İste Yılmaz Güney devletin „sanat“  yaklaşımlarını red ederek safını ezilenlerden yana koymuş büyük bir devrimci sanatçıydı.

Faşist TC Devleti Yılmaz Güney’i devrimci sanatçı olmasından dolayı hedef tahtasına oturtmuş ve her fırsatta zindana atmıştır. Yılmaz Güney içerde de devrimci bir sanatçıya yakışan bir tutum ve yaşamla örnek olmuş ve zindan yıllarında da hep üretici olmayı başarmıştır.

Bugünde Türkiye`de devlet, halkın yanında olan, sanat ve bilim insanlarına düşmandır. Birçok sanatçı, bilim insanı, gazeteci ve şair sadece düşüncelerini açıkladıkları için zindanlarda çürüyor.

Bu anlamda Yılmaz Güney şahsında ülkemizin tüm devrimci, ilerici aydın ve sanatçılarıyla birlikte,  enternasyonal bilinç ve ruhla Gorki`ler, Brecth`ler ve Neruda`lar gibi tüm devrimci sanatçıları saygıyla anıyoruz.

Daha fazla göster

İlgili Makaleler

Başa dön tuşu