İstanbul: Samatya’da Ermenilere yönelik son dönemlerde artan ırkçı saldırılara karşı bugün (27 Ocak) biraraya gelen bini aşkın kişi, “Ermeni halkı yalnız değildir” sloganıyla Samatya Meydanı’na bir yürüyüş gerçekleştirdi. Açıklamada konuşan BDP İstanbul Milletvekili Sebahat Tuncel “Biz yalnızca ‘Yaşasın halkların kardeşliği’ demiyoruz. Biz aynı zamanda halklar eşittir diyoruz” derken; eylemin ardından sohbet ettiğimiz Samatyalı Silva, “Bizi buradan göndermek için tedirginlik yaratıyorlar” dedi.
Samatya’da ırkçı saldırılar
28 Kasım 2012; Ermeni Turfanda Aşık evinde dövülerek darp edildi, bir gözünü kaybetti. Aşık’ın evine girenler, onun hiçbir eşyasına dokunmadan çıkıp gittiler. Mesele hırsızlık değildi!
28 Aralık 2012; 84 yaşındaki Maritsa Küçük, evinde darp edilmiş, çırılçıplak soyulmuş ve 7 yerinden bıçaklanmış bir halde bulundu. Maritsa’nın masa üzerindeki parasına el sürülmemişti.
6 Ocak 2013; Ermenilerin Noel’i kutladığı Surp Dzınunt Bayramı’nda yaşlı Ermeni bir kadın 3 kişi tarafından kaçırılmak istendi.
22 Ocak 2013; 83 yaşındaki Ermeni kadın Sultan Aykar, kar maskeli bir kişi tarafından öldüresiye darp edildi. Aykar bir gözünü kaybetti.
Tüm bunlar son dönemde Samatya’da yaşanan olaylar… En az 5 yüzyıldır Samatya’da yaşayan Ermeni halkı, bu yaşananların kendilerini bölgeden göndermek amaçlı olduğunu söylüyor.
“Nefret sizin, insanlık bizim”
Bu ırkçı saldırıların ardından HDK, İHD ve Nor Zartonk’un çağrısıyla bugün (27 Ocak) Kocamustafapaşa Meydanı’nda buluşan bini aşkın kişi “Ermeni halkının yanındayız” dedi.
Kitlenin “Ermeni halkının yanındayız. Irkçılığa geçit vermeyeceğiz” pankartı arkasında Samatya’nın ara sokaklarında gerçekleştirdiği yürüyüşe Samatya halkı da katılarak, pencerelerden alkışlayıp, ıslık çalarak destek verdi.
Yürüyüş sırasında katledilen Maritsa Küçük’ün evi önünde duran kitle, kapıya karanfiller bıraktı. “Nefret sizin, insanlık bizim” sloganının atıldığı sırada Küçük’ün ailesi gözyaşlarını tutamadı.
“AKP, devletin ırkçı politikasını devam ettiriyor”
“Türk, Kürt Ermeni. Yaşasın halkların kardeşliği”, “Katil devlet hesap verecek”, “Ermeni halkının yanındayız”, “Örgütlü halkları hiçbir kuvvet yenemez” sloganları ile Samatya Meydan’a yürüyen kitle adına açıklamayı Ahmet Saymadi yaptı.
Yaşanan ırkçı saldırılarla ilgili hiçbir tatbikatın başlatılmadığını belirten Saymadi, sivil polislerin ara sokaklardaki kameraları söktüğünü öğrendiklerini dile getirdi.
Sadece Samatya’da değil, ülkenin birçok yerinde Ermeni oldukları için ırkçı saldırılara maruz kalındığının altını çizen Saymadi, “AKP hükümeti, devletin; Ermenilere, Kürtlere, Süryanilere yönelik ırkçı politikasını devam ettirmektedir. Sevag (Şahin Balıkçı)’ın katili sebesttir. Dink cinayetinde payı olan Muammer Güler içişleri bakanı, Celalettin Cerrah vali, hukuksuz mahkeme kararına imza atan hâkim ombudusmandır. Maritsa’nın katili aranmamaktadır. Bu saldırılar Ermeni soykırımının 100. Yılı olan 2015’e yaklaşırken devletin izleyeceği politikanın habercisidir” dedi.
“Halklar kardeştir ve eşittir”
Saymadi’nin ardından bir konuşma yapan BDP Mersin Milletvekili Ertuğrul Kürkçü, yaşanan bu ve benzer saldırıların arkasında hep benzer bir örgünün olduğunu; bu tür olayların ardından “güvenlik birimi yöneticilerinin” sorumlu olarak açığa çıktığını belirtti.
(Ancak Kürkçü’nün konuşması ile ilgili bir paragraf açmak gerek. Konuşması sırasında Ermenilere yönelik saldırıları kınayan Kürkçü’nün “Çok sömürüldüler, çok ezildiler, artık yeter. Ermeni komşularımızı koruyacağız, esirgeyeceğiz. Kıllarına zarar gelmesine izin vermeyeceğiz” şeklindeki bu sözleri, “halkların kardeşliği” gibi kavramlara aykırı olan ve diğer millet ve azınlıklar karşısında “büyük ve esirgeyici abi” rolüne bürünmenin eleştirilmesi gereken bir durum olduğu açıktır.)
Kürkçü’den sonra söz alan BDP İstanbul Milletvekili Sebahat Tuncel, “Burada yalnızca Ermeni halkına ‘yanınızdayız’ mesajı vermiyoruz. Burada devlete de mesaj veriyoruz. Biz sadece ‘yaşasın halkların kardeşliği’ demiyoruz. Biz aynı zamanda halklar kardeştir ve eşittir diyoruz” dedi.
Eylem, Ferhat Tunç’un katledilen Maritsa anısına söylediği “Sari Gyalin” türküsü ile sona erdi.
“Bizi buradan göndermek istiyorlar”
Eylemin ardından eyleme arkadaşlarıyla katılan Silva ile sohbet ettik. (Silva takma isim) Atalarının 5 asır önce Konya-Karaman civarından Samatya’ya göç ettiğini anlatan Silva, doğduğundan beri, yaklaşık 50 yıldır, Samatya’da komşularıyla bir sorun yaşamadığını anlattı.
“Halkların kendi arasında bir sorunu yok” diyen Silva’ya son dönemdeki saldırılar hakkındaki düşüncelerini sorduğumuzda “Tedirginlik yaratmak ve bizi buradan göndermek istiyorlar” diye cevap verdi. Ayrıca sorunun bölgedeki “rant”tan da kaynaklandığını söyledi.
Samatya üzerine sohbet ederken, buradaki yapıların neredeyse tamamının Rum mimarisine ait olduğunu anlatan Silva, “Buradaki camilerin çoğu eskiden kiliseydi. Okullarımız da vardı, ama hepsini Türkleştirdiler. Ben Ermeni’yim ama hem Türkçe’yi hem de Kürtçe’yi biliyorum. Ermenice de bir dil. Neden yok etmeye çalışıyorlar. Bıraksınlar herkes, kendi dilinde konuşsun” sözleriyle tepki gösterdi.
Resimler için bakınız:
http://ozgurgelecek10.net/foto-galeri.html?func=viewcategory&catid=77
{youtube}http://www.youtube.com/watch?v=kz6YohOGiS0&feature=youtu.be{/youtube}
