Güncel

Adalet İçin Dayanışma Platformu: “Aytaç, Ebru, Didem ve Özgür’ün sesine ses olun”

Tutsak avukatlar için Okmeydanı’nda kuruluşunu ilan eden platform, düzenlediği basın açıklamasıyla herkesi ölüm orucundaki avukatların sesi olmaya çağırdı

Halkın Hukuk Bürosu (HHB) avukatları 12 Eylül 2017’de büroları basılarak gözaltına alındılar ve tutuklandılar. 1 yıl tutuklu kaldıktan sonra çıktıkları ilk duruşmada avukatlıklarını, ezilenlerin,devrimcilerin,yoksulların,halkın avukatlığını yaptıklarını anlattılar. Avukat olmaları gerekçe gösterilerek mahkeme heyeti tarafından tahliye edildiler.

Tahliye edildikten 10 saat sonra kanunlarda bulunmayan bir kararla, aynı mahkeme heyeti tarafından haklarında tutuklamaya yönelik yakalama kararları çıkarıldı. Tutuklanan avukatlardan Ebru Timtik 197, Aytaç Ünsal ise 159 gündür adil yargılanma talebiyle ölüm orucunda.

“Herkesi ses olmaya çağırıyoruz”

Ölüm orucu direnişini sürdüren tutsak avukatlara ses olmak amacıyla kurulan Adalet İçin Dayanışma Platformu bugün tutsak yakınlarının da katılımıyla Okmeydanı’nda basın açıklaması gerçekleştirdi. Okmeydanı Düğün Salonu’nda gerçekleştiren açıklamada basın metnini avukat Ebru Timtik’in teyzesi Yıldız Deniz okudu. Deniz, avukatların hukuk normlarına sığmayacak bir şekilde 159 yıl hapis aldıklarını vurguladı. Avukatların adil yargılanma haklarının elinden alınmasına karşın ölüm orucu direnişine başladıklarını da hatırlatan Deniz, Ebru Timtik ve Aytaç Ünsal’ın sürecine dair şu bilgileri paylaştı:

“Direnişin başından bu yana 30’un üzerinde kilo kaybeden Ebru Timtik’in boğazından aşağıya doğru yaralar yaygınlaşmış ve bu yüzden konuşmakta ve sıvı alımında ciddi zorluklar yaşamaktadır. Aytaç Ünsal da 60 kilonun altına düşmüş ve ağız içinde yaralar oluşmuştur”

Açıklamada avukat Özgür Karakaya’nın da adil yargılanma talebiyle 160 gündür ölüm orucunda olduğu vurgulanarak “Özgür, tek bir iftiracı ifadesi nedeniyle tutuklu, hakkındaki 8 yıllık hapis cezası kararı istinaf mahkemesinde” denildi.

Avukat Didem Akman’ın ise tutsaklığına yönelik hak gasplarına karşı ölüm orucunda olduğu ifade edildi. Açıklamada Akman’ın “8m2’lik, mutfağı bile olmayan bir hücrede ölene kadar tek başına yaşaması dayatıldığı” ifade edilirken, bu yaşananlarla adaletsizliğin kanıksatılmaya çalışıldığı vurgulandı.

Açıklamada son olarak Platform’un ölüm orucu direnişleri için ses olmaya devam edeceği ifade edilerek devrimci-demokrat kamuoyuna da çağrı yapıldı. Açıklama şöyle sonlandırıldı:

“Bugün süren ölüm orucu direnişlerinin, hepimiz için bir adalet mücadelesi olduğunun altını çizerek, başta devrimci/demokrat kurumları, aydın ve sanatçıları ve bu topraklarda faşizme, adaletsizliğe ve sömürüye karşı duran herkesi; Aytaç, Ebru, Didem ve Özgür’ün sesine ses olacak bir mücadelenin asli bir parçası olmaya çağırıyoruz.”

“Çocuklarımızın talepleri kabul edilsin”

Açıklamanın okunmasının ardından, Didem Akman’ın annesi  Zülfiye Akman konuştu. Akman kızıyla son olarak yapıldığı telefon görüşmesini paylaştı. Didem Akman’ın durumunun her geçen gün kötüye gittiğini aktaran anne Akman, şunları ifade etti:

“Morali gayet iyiydi ama çok fazla kilo vermişti. Bir deri, bir kemik kalmıştı. Kızım dedim ne yapıyorsun, annecim dedi ağrılardan uyuyamıyorum. Kemiklerim batıyor. Yatak istiyorum, havalı yatağı vermiyorlar. Yatak vermek için yaraların oluşmasını bekliyorlar. 2016’dan  bu yana havalandırma saati 1 saate indirildi, arkadaş sohbeti yok. Bunlarla ilgili dilekçe verdi ama sonuç yok. Dün müdürlerle görüşmek istedim ama hiçbiri çıkmadı karşıma. Müdür yok bekleyemezsiniz dediler. Ben de bugün faks çektim. İstekleri kabul olsun. İstediği zaten çok zor bir şey değil.”

“Kızımın mektuplarına bile sansür koydular. Bana gönderdiği mektuplarla ‘örgüt propagandası’ yapıyorsun’ demişler. Anneye gönderilen mektupla örgüt propagandası olur mu?” diyen anne Akman, kızının kaldığı Şakran Hapishanesi’nin de sık sık işkencelerle anıldığını hatırlattı. Akman son olarak şunları ifade etti:

“Hasta tutsaklar kafes içinde doktora götürülüyor. Onlar da gitmek istemiyorlar, bu sefer de tedavi olamıyorlar. Çocuklarımız da hasta tutsaklar tedavi olsun, herkes adil yargılansın diye bedenini ölüme yatırdılar. Kızım haksızlıklara karşı çok çalıştı ama maalesef hiç kimsenin ruhu duymadı. Lütfen herkese sesleniyorum, herkes elini taşın altına koysun, çocuklarımızın talepleri Kabul edilsin. Üç gencin ölümüne göz yumdular, bunlara da böyle göz yumulmasın.”

Daha fazla göster

İlgili Makaleler

Başa dön tuşu