Rojava Özgür Kadın Vakfı’ndan Ceylan Akman: “Topraklarımızın işgaline karşı; topraklarımızdan göç ederek değil, topraklarımızın dibine gömülene kadar topraklarımızı savunmalıyız!”
Devrimin ardından sosyal yapıyı sağlamlaştırma ve yaşamdaki dengeyi sağlamada etkili bir yöntem olan vakıf örgütlenmesi olan Rojava Özgür Kadın Vakfı (WAQFÊ JİNÊN AZAD A ROJAVA), 5 yıldır çalışmalarını sürdürüyor. Qamışlo şehrindeki kadın vakfı kadınların toplumsal, kültür ve sağlık alanlarındaki rolünün aktifleştirilmesi için onlarca projeye imza atarak yoluna devam ediyor. Daha önce sadece Qamışlo şehrinde çalışmalar yürüten kadın vakfı Ocak ayında yaptığı açıklama deklare ettiği üzere artık tüm Rojava topraklarında projelerle çalışmalarını sürdürüyor.
– Merhaba öncelikle kendinizi tanıtır mısınız?
– İsmim Ceylan Akman, 32 yaşımdayım. Hemşirelik okudum ve rejim döneminde öğretmenlik yaptım. DAİŞ bizim köyümüze saldırdıktan sonra Qamişlo şehir merkezine geldik. İlk önce komün ve meclislerde çalışma yürütmeye başladım ve de hareketi tanıdım. Sonra WAQFÊ JİNÊN AZAD A ROJAVA (ROJAVA ÖZGÜR KADIN VAKFI) çalışmalarına katıldım ve hala da kadın vakfı çalışmalarındayım.
– Vakıf çalışmalarına ne zaman başladınız ve projelerinizden bahsedebilir misiniz?
– 2015 yılında “Özgür kadın, özgür toplumun temelidir” sloganı ile çalışmalara başladık. Çalışmaları kadın ve çocuklar üzerinden proje geliştirerek yürütmekteyiz. Bu çalışmaları sağlık, ekonomi, basın, eğitim, araştırma komiteleri üzerinden yürütüyoruz.
Sağlık komitesi; toplumsal sağlık bilincinin oluşması için çalışır. Aynı zamanda doğal tıp çalışmaları da vardır. Bu komite, hastane merkezlerine bağlı sağlık ocakları kurdu, kadın sağlığı eğitimleri verdi, doğal tıp birimleri oluşturdu, komün ve meclislerde sağlık semineri verdi. Sağlık komitesi Sağlık Bakanlığı ve Doktorlar Birliği ile de çalışmalar yürütür.
Eğitim Komitesi; 11 anaokulu kurdu. Özellikle savaş bölgelerinden göçmen çocukların daha sağlıklı bir psikolojiye kavuşması için müzik kursları açtı. Bu kurslar göçmen kamplarında da verilmektedir. Kobane’de kimsesiz çocuklar için “Çocuk Yaşam Alanı” kuruldu. Burada ilk zamanlar 889 çocuk mevcuttu. Bir çocuğun yaşamsal olarak ihtiyaç duyabileceği her şey bu alanda mevcuttur. Eğitim, oyun, müzik, yemek vb. projeler dahilinde kadınlara eğitim verir.
Ekonomi Komitesi; vakfın birçok çalışması bu komiteye bağlıdır. İki birimden oluşur maliye ve proje. Proje birimi sağlık ile ilgili bir çalışma hazırlamışsa bu çalışmayı sağlık komitesine verir bu komite de çalışmayı sonuçlandırıp maliyeye verir. Örneğin; bir dikiş atölyesi çalışması yapıldı; koşulları oluşturuldu, bütün şehirlerden kadınlara eğitim verildi ve şehirlerde dikiş atölyesi açıldı. Bir tane dikiş atölyemiz de şu an kurumda çalışmaktadır.
Bu komiteye bağlı kadınlar için park ve bahçe, spor birimimiz var. Kadın ve çocuklar için park ve spor alanları oluşturmakla yükümlüdür.
Kamplarda ve şehirlerde kadın polikliniği, mesleki eğitim kursları, kadın hastalıkları hastanesi kurmak kısa vadede hedeflerimiz arasındadır.
Rojava Özgür Kadın Vakfı, beş yıla yakındır çalışma yürütmektedir; fakat Türk devletinin Efrîn, Girê Spî ve Sêrêkanîyê işgalinden sonra bu alanlardaki bütün emeğimiz işgalciler tarafından yağmalanmıştır. Tüm bunlara rağmen biz amaçlarımızın bir kısmına ulaştık ve daha fazlasına da ulaşacağız.
– Anaokulları nasıl çalışmaktadır?
– Çocukların temel eğitimleri amaçlanmaktadır. Matematik, ahlak, el işleri, aritmetik, zeka oyunları, okuma-yazma, tiyatro, müzik eğitimleri verilmektedir. Okul öncesi eğitimi önemsiyoruz. Çünkü buradaki çocukların gündemi çoğu zaman savaş olmaktadır. Çocukların savaş gündemi dışında hem yeniyi hem de kendilerini keşfedeceği alanlar yaratmak zorundayız.
– Rojava içindeki kadın kurumlarıyla nasıl ilişki kuruyorsunuz ve dünyadaki diğer kadın kurumlarıyla ilişkileriniz mevcut mu?
– Rojava içerisindeki kadın kurumlarıyla ilişkimiz daha çok Kongre Star, yardım kuruluşları ve meclislerdeki kadın komitesi ile projeler çerçevesinde görüşüyoruz. Örneğin; bir komündeki kadınlara eğitim vermek istersek kongre star ve meclis kadın komitesi ile görüş alış verişi yaparak bu eğitimi gerçekleştiriyoruz. Çünkü komünlerin yapısını en iyi onlar bilmektedir. Yardım kuruluşları ile de genellikle savaş gerçekliği sebebiyle göç ve kadın göçmenler üzerinden bir bağ kuruyoruz. Diğer kurumların da kadın komiteleri ile ilişkilenmemiz mevcuttur.
– Rojava Devrimi ile birlikte elde edilen kadınların kazanımlarını nasıl değerlendiriyorsunuz ve bu kazanımların nasıl savunulmalıdır?
– Rojava Devrimi “Kadın Devrimi” olarak tanındı. Şu an bütün alanlarımızda kadınların rengi hakimdir. Bütün dünya gördü kadınların nasıl birbirini koruduğunu ve örgütlendiğini. Hem askerileşme hem siyasileşme anlamında bir çok ilkin yaşandığı bir devrimdir. Bunun içindir ki Hevrîn Xelef’i, Barîn Kobanê’yi ve nice kadın devriminin kadrolarını katlettiler. Çünkü düşman biliyor ki; kadının öncüleşmesi, özgürlüğüdür; kadının özgürlüğü de yaşamın özgürlüğüdür.
Örgütlenmemizi daha da güçlendirerek kadın ordumuz YPJ’ye güç vermeliyiz. Rojava ve Ortadoğu’daki, dünyadaki erkek şiddetini tamamen ortadan kaldırmak için dünyadaki bütün kadınlarla dayanışma içerisinde olmalıyız. Kadın özgürlük mücadelesi bilinci ile kendimizi donatmalıyız. Topraklarımızın işgaline karşı; topraklarımızdan göç ederek değil, topraklarımızın dibine gömülene kadar topraklarımızı savunmalıyız. Kadınlar bu devrim ile birlikte ciddi kazanımlar elde ettiler. Bu yüzden bu kazanımları da kolay kaybetmek istemeyeceklerdir ve bu devrimin de esas savunucuları kadınlar olacaktır.
– Son olarak ne söylemek istersiniz?
– Kadınların Rojava Devrimi deneyimlerinden öğreneceği çok şey var. Bunun için bu deneyimleri değerlendirmeleri gerekir. Bu değerlendirmelerle birlikte Rojava Kadın Devrimi’ne destek olmalılar. (Bitti)
Önceki röportajlar için bakınız:
https://ozgurgelecek18.net/8-mart-rojavadan-kadinlar-anlatiyor-1/
https://ozgurgelecek18.net/8-mart-rojavadan-kadinlar-anlatiyor-3/
