Güncel

Umutlu olmak için çokça neden var

Merhaba

Yine tansiyonun hiç düşmediği bir atmosferde yeni sayımızla karşınızdayız.

KCK adı altında yurtsever, ilerici avukatları gözaltına alarak tutuklayan TC devleti, bu kez ilerici, devrimci avukatları hedef aldı. Halkın Hukuk Bürosu ve ÇHD’ye yönelik operasyonda bir kez daha polis terörüne tanık olduk. İşçilerin ve emekçilerin davalarına bakan, halktan yana tavır alan avukatlara AKP hükümetinin “İleri Demokrasi”si içinde elbette yer yoktu. Hiçbir muhalif sese tahammülü olmayan TC devleti, belki de bize anlatıldığı kadar güçlü değildi…

İşçi ve emekçilere yönelik saldırganlıkta tempoyu her gün biraz daha artıran AKP’nin de elbet bir sınırı olacak. Kuşku yok ki bu sınır çizgisi yığınların “sabrına” ve devrimci, yurtsever güçlerin müdahalesine bağlı. Birçok bölgede değişik iş kollarında, parça parça açığa çıkan eylem ve direnişler bu yönde bir sinerjinin biriktiğini gösteriyor. Çorlu ve Tuzla’da direnişte olan işçilerin neler yaşadığını gazetemizde bulacaksınız. Lokal düzeyde ortaya çıkan bu direnişler gelecek adına bizi umutlu kılıyor.

Üç yurtsever kadının Paris’te katledilmesine karşılık Kürt halkında yükselen öfke ve açığa çıkan sahiplenmede umutlu olmak için çokça neden olduğunu bir kez daha gösterdi. Kürt halkı, dünyanın dört bir yanında ve elbette Amed, Maraş, Mersin ve Dersim’de şehitlerini görkemli bir şekilde uğurladı. TC devleti ise zavallı bir ikiyüzlülükle bir yandan barış masalları anlatırken öte yandan şehitler üzerinden yürüttüğü polemikle Kürt halkını aşağılamayı sürdürdü. Biliyoruz ki Kürt ulusunun mücadelesi, yaşamlarını usulca feda eden sayısız yurtseverin, devrimcinin ödediği bedeller olmadan bugünlere ulaşamazdı. Şehitler kavgaya ve zafere olan inancın billurlaşmış birer örneğidir. Onlar bizim tarihimiz, bugünümüz ve aynı zamanda yarınımızdır.

Bilindiği gibi Ocak ayının son haftasında komünizm ve devrim şehitlerini anıyoruz. Bu haftayı takip eden günlerde 2 Şubat’ta (2011) Dersim’de Sefagül Kesgin, Fatma Acar, Nurşen Aslan, Gülizar Özkan, Derya Aras; anılarını ve özlemlerini; kavga hünerlerini ve geleceğe dair düşlerini bize bıkarak aramızdan ayrıldı. Onları anmak, uğruna yaşamlarını feda ettikleri mücadeleyi büyütmekten geçiyor. Daha yakına, daha ileriye ve daha hızlı adımlarla, cüretle ve cesaretle ilerlemek yapmamız gerekendir.

Bu kapsamda birçok ilde ve bölgede okurlarımız şehitlerimizin ailelerini ziyaret etti ve onların yanında olduklarını dile getirdi. Bu anlamda 2 Şubat günü İstanbul Bakırköy Hava-İş Konferans Salonunda düzenlenecek olan Yeni Demokrat Kadın Kurultayı da özel bir anlam kazanıyor.

5 kadın Partizan, duruşları, sınıf mücadelesine yaklaşımları ile kadına biçilen role saplanmış birer hançerdi. Onlar belki fiilen aramızda yoklar ama bıraktıkları bayrak bugün onların yolundan yürüyen kadınların elinde.

Mücadelenin ihtiyaçlarına yanıt olmak, kavgayı büyütmek, örgütlenmek ve elbette örgütlemek için. 2 Şubat şehitleri bize mücadelenin herkesin görevini en iyi şekilde yapmasıyla büyüyeceğini anlattı. Örgütlenmenin ve örgütlemenin yolu da buradan geçiyor…

Başarılar/Serkeftin

Daha fazla göster

İlgili Makaleler

Başa dön tuşu