Kadın

Kadınlar, katledilen Hanime Aslan için Çağlayan’daydı!

İstanbul: Dün (21 Ağustos) Çağlayan Adliyesi’nde, boşandığı eşinden aldığı ölüm tehditleri sebebiyle şikayetçi olduğu davanın çıkışında yanındaki koruma polisi ile birlikte oğlu Dursun Zehir tarafından öldürülen Hanime Aslan’ın 3. duruşması görüldü.

Kadın örgütlerinin de takip ettiği duruşmanın öncesinde Kadın Cinayetlerine Karşı Acil Önlem Grubu bir basın açıklaması gerçekleştirdi. Açıklamaya Yeni Demokrat Kadın da destek verdi. “Kadın cinayetleri politiktir”, “Erkek adalet değil, gerçek adalet”, “Meclis toplansın, acil önlem alınsın” sloganlarının atıldığı açıklamada koruma kararına rağmen öldürülen kadınların ölümünden öncelikle devletin sorumlu olduğuna vurgu yapıldı. Aile ve Sosyal Politikalar Bakanı Ayşenur İslam’ın “Koruma altında öldürülen kadın yok” şeklindeki açıklamasına tepki gösteren kadınlar, Çağlayan Adliyesi’nin çıkışında öldürülen Hanime Aslan’ı hatırlattı. Açıklamanın devamında “Kadınları korumanın yolu, kağıt üzerinde kalan koruma kararları vermek; kadınların can güvenliğini sağlayamadığınız gibi korumaların da öldürülmesini göze almak değildir. Erkek şiddetine karşı politikaların merkezine erkekleri engellemek üzerine politikalar konmalıdır.” dendi.

Ayşenur İslam’ı protesto etmek için ASPB İstanbul İl Binasına yönelik işgal ve 20 Temmuz’da birçok yerde yapılan #KadınKatliamıVar eylemleri ile gündemleştirilen meclisi kadın ve trans cinayetleri gündemi ile olağanüstü toplanma talebi yinelenerek açıklama sonlandırıldı.

Açıklamanın sonrasında Hanime Aslan2ın yakınları ve kadın örgütlerinin katılımıyla İstanbul 11. Ağır Ceza Mahkemesi’nde görülen duruşmaya geçildi. Duruşmada ilk olarak Hanime Aslan yakınlarının avukatları söz aldı. Avukat Meriç BeyoğluBu davada tetiği çekenlerin yanında Hanime Aslan’ı koruyamayan Aile ve Sosyal Politikalar Bakanlığı da sorumludur. Fakat Bakan Ayşenur İslam müşteki değil sanık tarafında olmalıdır.” diyerek Ayşegül İslam hakkında görevi olduğu halde kadınları koruyamadığı için suç duyurusunda bulunulmasını talep etti; ancak talep reddedildi. Davada tanık olarak dinlenecek olan Hanime Aslan’ın ablası Beyhan Öztürk’ün ifadesi ise duruşma öncesi fenalaştığı için bu celsede alınamadı.

Ardından söz alan Avukat Perihan Meşeli Hanime Aslan’ın kocası Hızır Zehir’in boşanmadan önce 5 kez uzaklaştırma cezası aldığını hatırlatarak, her iki sanığın da tutukluluk halinin devamını talep etti. Bu sırada annesini öldüren Dursun Zehir “Benim kafamı bozma” diye ayağa kalkarak, Meşeli’ye dönük cinsiyetçi küfürler etti. Mahkeme heyetinin ve savcının hiçbir müdahelede bulunmamasına tepki gösteren avukatlar, durumun zapta geçirilmesini istedi. Dursun Zehir’in “Duymadıysan bir daha söyleyeyim” şeklindeki sözleri duruşma salonunda gerginlik yarattı. Müdafiiler ise, savunmalarında bu hususu “Biz, sanığın akli dengesinin yerinde olmadığını düşünüyoruz. Rapor alınmasını talep ediyoruz.” şeklinde değerlendirdi. Savcı, oğlunu cinayete azmettiren Hızır Zehir’in tahliyesini mütalaa ettiği duruşmada, sanıkların tutukluluk hallerinin devamına karar verildi. Dava Dursun Zehir’in akıl sağlığının yerinde olup olmadığına dair ATK’dan rapor alınmasına karar verilerek, 14 Ekim’e ertelendi.

Bakan Ayşenur İslam’ın “şükrederek” yaptığı açıklamalara rağmen devlet kadınları korumamakta, katillerin önünü açmaktadır. Birçok kadın cinayetinde olduğu gibi Hanime Aslan davasında da katiller aklanmak istemekte; kadın cinayetlerini teşvik edecek bir kararın daha hazırlığı yapılmaktadır. Yıllarca eşine şiddet uygulayan Hızır Aslan’ın delil yetersizliği gerekçesiyle açılan davalardan tek tek beraat etmesi bir zihniyeti daha gözler önüne sermektedir: Hanime Aslan’ın “Ölümle tehdit ediliyorum” dediği duruşmanın çıkışında öldürülmesi dahi, devlete yeterli gelmemektedir. Belki de bunu en iyi ifade eden katillerin avukatının sarf ettiği şu sözlerde gizlidir: “Müvekkilim önceki davalardan beraat etmiştir. Beraat etmeye de devam edecektir.” Katilleri, taciz ve tecavüzcüleri “Ruh sağlığı yerinde değil” şeklindeki raporlarla serbest bırakan, “ağır tahrik” indirimleriyle kadına yönelik şiddeti teşvik eden politikalara karşı verilecek cevap yine kadınların örgütlü mücadelesi olacaktır.

Daha fazla göster

İlgili Makaleler

Başa dön tuşu