Güncel

TEM, Mersin, Pozantı ve son durak Sincan…

DİHA’nın Pozantı Cezaevi’nde çocuklara yönelik yapılan cinsel şiddeti ortaya çıkarmasının ardından Sincan’a gönderilen çocuklar, Sincan’da da şiddete maruz kaldıklarını avukatları aracılığıyla kamuoyuna duyurmuştu. Ajansımızın Sincan Cezaevi’ndeki şiddeti haberleştirmesinin ardından Adalet Bakanlığı’nın açıklaması dışında çocukların yaşadıkları kötü muamelelere ilişkin henüz hiçbir soruşturma açılmadı. Pozantı M Tipi Kapalı Cezaevi’nden Sincan Çocuk ve Gençlik Kapalı Ceza İnfaz Kurumu’na sevk edilen ve ardından tahliye edilen çocuklardan M.K., C.M., Y.Ö. ve H.Y. Pozantı ve Sincan cezaevlerinde yaşadıklarını ajansımıza anlattı. Çocukların anlattıklarına göre Pozantı’da tüyler ürperten şiddet Sincan’da da hızını kesmeden devam etti. 22 Mart akşamı serbest bırakılan çocuklar Sincan’ın Pozantı’dan pek bir farkının olmadığını kaydetti. Adalet Bakanlığı’nın, M.K.’yi, H.K. olarak verdiği ve parmağı kırıldığı iddialarını yalanladığı açıklamasına ilişkin konuşan M.K. ise, parmağının kırıldığı haberlerini doğruladı.


‘Asker, gardiyan ve adlilerden çok şiddet gördük’

M.K. 3 defa gözaltına alındığını ve her üçünde de tutuklandığını söyledi. İlk olarak 2010 yılında gözaltına alındığını ve o zaman 14 yaşında olduğunu söyleyen M.K., gözaltında baskı ve şiddetle tutanakların kendilerine imzalatılmaya çalışıldığını kaydetti. İmzalamak istemeyince şiddetin arttığını belirten M.K. ilk tutuklamasında yaşadıklarını şöyle anlattı: “Bize gözaltında suçlamaları kabul edersek bırakılacağımızı, kabul etmezsek 24 yıl ceza alacağımızı söylediler. Bana araç kundakladığımı söylüyorlardı. Bundan haberim olmadığını söyledim ben de, yani kabul etmedik. Daha sonra Çocuk Şube’ye götürdüler. Savcının talimatıyla bizi zorla sorguya alıyorlardı. Eğer gitmek istemezsek üzerimize sigara, cep telefonu ve sandalye fırlatıyorlardı. Daha sonra çıkarıldığımız mahkeme tarafından tutuklanarak Mersin E Tipi Kapalı Cezaevi’ne götürüldük. Gider gitmez zaten gardiyanlar bize ‘Siz teröristsiniz’ dediler. Cezaevine girerken askerler ‘Terörist’ diyerek ellerimize copla vurdu. Daha sonra gardiyanlara verdiler, tecride alındık. Ardından Pozantı’ya sevk edildik. Bindirildiğimiz ring aracında askerler bize küfür ediyorlardı. Askerlere karşılık verince askerler ring aracının içerisine biber gazı sıktılar. Camı da açmadılar. Gardiyanlara teslim edildikten sonra gardiyanlar soyunmamızı istedi ve ardından bize vurmaya başladılar. Daha sonra koydukları adlilerin bulunduğu koğuşta da hakarete uğradık, paramız alındı, bizi dövdüler. Burada bu şartlarda dört buçuk ay kaldım. Daha sonra tahliye edildim.” 

’14 gün yoğun bakımda kaldım…’

4 buçuk ayın ardından tahliye olduğunu ifade eden M.K., bir hafta sonra dışarıdayken polislerin arkasından seslenerek yüzüne biber gazı sıktıklarını söyledi. Bunun üzerine hastaneye kaldırılan M.K., 14 gün yoğun bakımda kaldığını kaydetti. 14 günlük yoğun bakımın ardından hastaneden çıktığı gibi gözaltına alındığını belirten M.K., “Hasta halimle götürdükleri Mersin Emniyet Müdürlüğü’nde bir de dövdüler beni” dedi. Korsan eylemde yer aldığı iddiası ile gözaltına aldığını söylediklerini aktaran M.K., emniyette avukat istediğini ancak avukatını çağırmadıklarını kaydetti. “Daha sonra götürüldüğüm Çocuk Şube’de de dövdüler” diyen M.K., “Çocuk Şube’de ailemle görüşmek istedim, görüştürmediler. Daha sonra savcılığa sevk edildim. Savcılıkta serbest bırakıldım. 2-3 ay sonra tekrar gözaltına alındım. Yine aynı süreç, aynı şiddet, aynı muamele. İsim vermemizi, vermediğimiz taktirde anne ya da babamızı tutuklayacaklarını söylüyorlardı. Tüm işlemlerin ardından tutuklandım ve Mersin’e götürüldüm. Daha sonra Pozantı’ya götürüldüm. Yine adlilerin yanına götürülmüştüm ve her şey aynıydı, değişen hiçbir şey yoktu. 2 ay 5 gün sonra tahliye edildim” dedi. 

M.K.’den Adalet Bakanlığı’na cevap: Parmağım kırık

M.K. son tutuklanmasını ve 2 ay sonra 18 yaşına girecek arkadaşı H.Y. ile yaşadıklarını ise şu sözlerle anlattı: “Tahliye edildikten 2 hafta sonra bu defa evden gözaltına alındım. 16 yaşındaydım. Bu sefer farklı bir şey oldu. Evden çıkarılırken gözlerimi siyah bir bezle bağladılar. Birkaç yere gittik sanırım. Emniyete gittiğimizde gözümü açtılar. 22 Mart günü birlikte bırakıldığımız arkadaşım H.Y. ile birlikteydik. Yine fiziksel ve psikolojik şiddet uyguladılar bize. Pozantı’da gardiyanlar bize sürekli küfür ediyorlardı, dövüyorlardı. Ne zaman revire gitsem doktor üstümü çıkarmamı söylüyordu, çıkarıyordum. Sonra giyiniyordum. Bana ‘Bir şeyin yok, iyisin’ diyordu. Hiç bakmıyordu bile. Sonra zaten 7 Mart’ta Sincan’a getirildik. Burada da gardiyanlar bize kötü davranıyorlardı, tehdit ediyorlardı. Bir gün gardiyan geldi bizi dövdü. Burada benim parmağım kırıldı. Parmağım hala kırık. Bizi sürekli adlilerin arasına atmakla tehdit ediyorlardı. Bu defa da 3 ay tutuklu kaldım.”

‘Sincan’da da aynı şeyleri gördük’

Pozantı Cezaevi’nden Sincan’a nakledilen bir diğer çocuk ise 18 yaşındaki C.M. 18 Ocak’ta Mersin’de bir mahallede arabada otururken gözaltına alındığını belirten C.M., Mersin Emniyet Müdürlüğü Terörle Mücadele Şubesi’ne götürüldüğünü söyledi. 4 kişi ile birlikte gözaltına alındıklarını belirten C.M., gözaltındayken kendilerini tek tek odalara aldıklarını ve dosya imzalatmak istediklerini kaydetti. C.M. konuşmasını şöyle sürdürdü: “Biz gittiğimizde dosyalarımız hazırdı zaten. Sadece imza atmamızı istediler. İmza atmadık ve bu yüzden dayak yedik. Daha sonra bir amir gelip bize dinden bahsetti. Emniyette 4 saat kaldıktan sonra Çocuk Şube’ye götürüldük. Orada da Çocuk Şube polisleri yerine TEM polisleri bizi sorguya aldı. Sevk edildiğimiz savcıya polislerin bize yaptıklarını söyledik ama umursamadı. Daha sonra ‘Terör örgütü propagandası yapmak’, ‘Toplantı ve yürüyüşlere katılmak’, ‘Yanıcı madde bulundurmak’ ve ‘Terör örgütüne üye olmak’ gibi toplamda 5 gerekçe gösterilerek tutuklandım ve arkadaşlarımla birlikte Mersin Cezaevi’ne götürüldük. Mersin’de de dayak yedik. Burada 1 hafta kaldıktan sonra Pozantı’ya sevk edildik. Pozantı’da bizi adlilerin yanına götürmek istediler ancak biz kabul etmedik. Arkadaşlarımızın yanına götürdüler. Pozantı’da sürekli baskı uygulanıyordu üstümüzde. Sonra Sincan’a getirildik.”

‘Arkadaşlarımıza ip bağlayıp çekiyorlardı’

Pozantı Cezaevi’nde kaldıkları süre içerisinde cinsel istismarın uygulandığını bildiklerini belirten C.M., “Koğuş adli olduğu için siyasileri hep eziyordu. ‘Neden geldin?’ diye sorduklarında siyasi dediğimiz için dövüyorlardı. ‘Neden hırsızlık yapmadın da siyasiden geldin?’ diyorlardı. Ayaklarına, ellerine ip bağlayıp çekiyorlardı arkadaşlarımızın. Arkadaşlarımız siyasi koğuşlara geçmek istiyordu ama izin vermiyorlardı. Siyasilere karşı bir öfke vardı. Baş gardiyan siyasiler geldiği zaman çay ocağına götürüp dövüyordu. Sincan’da da koşullar aynıydı. Sincan’da başgardiyan ben ve arkadaşlarımı tehdit etti. ‘Sizi yumuşak odaya götürürüm’ dedi. Yumuşak oda da bir kişilik küçük bir oda. Üstümüzü çıkarıp soğuk su döküp öyle bekletecekler orada birkaç gün. Ben toplam 2.5 ay cezaevinde kaldım” dedi. 

‘Bana ‘Sen terörist misin yoksa normal insan mısın?’ diye sordular

İki ay sonra 18 yaşına girecek olan Y.Ö. de Pozantı’nın yakın tanıklarından. 1 Şubat günü sabah saatlerinde evine yapılan baskında gözaltına alındığını belirten Y.Ö., “Mahallede bir patlama olmuştu. ‘Bunu sen yaptın’ dediler suçu benim üzerime attılar. Mersin Emniyet Müdürlüğü’nde fotoğraflarımı çektiler, psikolojik baskı uyguladılar. Elbiselerimi değiştirdiler, çeşit çeşit pozlar verdirttiler. Mobese kayıtlarından hareketlerimi vs. bulabilmek için yaptılar. Baş komiser beni tehdit etti. ‘Doğruyu söylemezsen başını keseceğim’ şeklinde. Başka bir odaya götürüp orada boğazımı sıktılar. Bir iki saat TEM’de kaldım. Daha sonra da Çocuk Şube’ye götürdüler” dedi. Kendisine “İnternet üzerinden propaganda yapmak” suçuyla gözaltına alındığını söylediklerini ifade eden Y.Ö., “‘Terör örgütüne üye olmak’ ve ‘Silah bulundurmak’ gibi 8 tane müzakere açıldı üzerime. Daha sonra 2 psikolog geldi. Onlar bana iyi davranıyorlardı. Dinden bahsettiler. Ben namaz kıldığımı söyledim. Buna sevindiklerini söylediler. Sürekli çay sigara ikramı yapıyorlardı. Sonra da ‘Sen bombaları nereye koydun?’ diye soruyorlardı. En az 6 saat onlarla beraber bir odada kaldım. Sonra 3 gün tek başıma nezarette kaldım. İki kişiydik, savcılığa sevk edildik ben tutuklandım diğeri serbest kaldı. Daha sonra Mersin Cezaevi’ne götürüldüm. Bana orada ‘Sen terörist misin yoksa normal insan mısın?’ diye sordular. Sonra bana ‘Sen teröristsin’ dediler” diye konuştu. 

‘Pozantı’ya dışarıdan imam geliyordu’

Mersin’de 4 gün kaldıktan sonra Pozantı’ya sevk edildiğini kaydeden Y.Ö., şöyle devam etti: “İlk girişte zaten yine aynı soruyu sordular. ‘Nereden geldin’ dediler. Ben de siyasi dedim. ‘Siyasi diye bir şey yok, siz teröristsiniz’ dedi gardiyanlar. Beni daha sonra adli koğuşa verdiler. Adli koğuşta sürekli namaz kılıyorlardı. Dışarıdan imam geliyordu. Ama bundan sonra ne yaparlarsa yapsınlar eskiden yaptıklarını değiştirmiyor. Koğuş sorumlusu sanırım cinsel istismarda bulunduğu kişileri aklına geldiğinde yanına çağırıyordu, sonra gözümüzün önünde tokat atıyordu. Her şey için bu koğuş ağasından izin alınırdı. Yaşları küçük olan iki arkadaş geldi siyasi. Bir şey bilmiyorlardı. Ben onlara ‘Rahat durun zamanınız geçsin burada yeter’ diyordum. Çocuklara tokat atıyorlardı, cinsel tacizde bulunuyorlardı. Ben bir keresinde yapmayın demiştim. Bana ‘Burada öyle şeyler olmaz’ diyorlardı. ‘Bu koğuştan daha güzel koğuş bulamazsın’ diyordu. Başkaları geldiğinde onların eşyalarını zorla almaya çalışırdı. Bazen bazı çocukları temizliği iyi yapmıyorlar diye dövüyordu. Ben bir buçuk ay Pozantı’da kaldım. Her gün medyaya yansıyan cinsel istismardan bahsediyordu. Kendisi önceden yapıyormuş. Bizim Sincan’a getirileceğimiz gün, ‘Ben de önceden yapıyordum ama şimdi yapmıyorum. Ben çok değiştim’ dedi. Bir ara müfettişler gelecekti. ‘Müfettişler geldiğinde koğuş sorumlusu diye bir şey yok, burası iyidir deyin’ diyordu. Bizi bence Pozantı’da yaşananlar ortaya çıktığı için tahliye ettiler. Bir de aileden uzak olduğumuz vs. gündeme geldiği için. Yaklaşık 20 arkadaşımız var şimdi Sincan’da.” (DİHA)

Daha fazla göster

İlgili Makaleler

Başa dön tuşu