Güncel

Tarımsal üretim tehlikede

İstanbul: Egemenler devamlı olarak bir büyüme ekonomisinden bahsederken aslında kimi gerçekleri gizleme çabası içine giriyorlar. Ekonomik –siyasal krizin emarelerini tarımda görmek mümkün. Tutarsızlığın diz boyu olduğu bir durumda tarım konu olduğunda pervasızlık artışı mide bulandırıyor. Devamlı olarak çizilen olumluluk tablosu, ülkemiz üreticilerinin gerçekliğini yansıtmadı yansıtmıyorda. Herkesçe bilinen bir gerçek varki her tarımsal süreçte kazanan piyasanın kurtları oluyor. Tefeci tüccar ağı devlet destekli spekülasyonlarla palazlandırılıyor. Üretici ise günden güne artan çok uluslu şirketlere bağımlı hale getiriliyor. Son bir yıl içinde bankaların verdiği kredi ve bu krediler karşılığında ( 960 milyon TL tarımsal kredi) tarım arazileri takip altına alındı.

Tablo genel manada bu olunca tarımsal üretimde azalmanın kaçınılmaz olduğu kesindir. Bunu daha iyi anlamak için konuyu birkaç başlıkta anlatalım.

Üreticiler maliyeti karşılamayan fiyat politikaları nedeniyle üretimden uzaklaşıyor. Vazgeçiyor. TUİK açıklıyor: Buğdayın 2012 fiyatı 2011 yılı fiyatına göre yüzde 2.3 artmış. Mısırın fiyatı 2012 yılında 2011 yılına oranla yüzde 7.9, çeltiğin fiyatı yüzde 0.3 azalmış. Arpa fiyatı yüzde 15.1, yağlık ayçiçeği fiyatı yüzde 17 yükselmiş. Ispanağın fiyatı 2011 yılına göre yüzde 7.8 artarken, kuru sarımsağın fiyatı yüzde 22.2 azalmış. Sofralık domates yüzde 2.2 artmış, kavun yüzde 4.9 düşmüş. Golden elmada yüzde 15.9, kayısıda yüzde 29, armutta yüzde 5.6 oranında düşüş yaşanmış. Tahıllar ve diğer bitkisel ürünlerin üretim değeri önceki yıla göre yüzde 7.3, meyvelerin değeri yüzde 5.4 artmış. sebze üretim değeri yüzde 0.4 azalmış, Toplamda bitkisel üretim değeri bir önceki yıla göre yüzde 1.4 azalarak 87.8 milyar lira olmuş. Kısacası, bitkisel ürünler para etmemiş.

Yıl boyunca tartışılan et konusu, saman konusu, yem konusu, şimdilerde tüm dünya ile birlikte tartıştığımız at eti var mı yok mu konusu, hayvancılık için yeterince ayna görevi görüyor. Bu sektördeki başıbozukluğu yeterince gözler önüne seriyor

Ürün Fiyatları Düşüyor, Girdi Fiyatları Artıyor

Bitkisel ürün fiyatları böyle düşük seyrederken, tarımsal üretim sürecinde üreticinin kullandığı girdi fiyatları düşmüş mü yoksa yükselmiş mi? Bir de buna bakmakta fayda var.

Mazotun litre fiyatı; 2007’de 2.1 TL, 2012’de ise 4.2 TL olarak gerçekleşti. Mazottaki 5 yıllık artış yüzde 100 olarak gerçekleşti. 2011’de 3.59 TL olan mazot fiyatı 2012’de 3.96 TL’ye yükseldi.

Gübre fiyatı: 2011’de yüzde 35 artışla nitrat 30-35 TL, fosfat, 60-65 TL’ye yükseldi. 2012’de yüzde 15.4 artışla nitrat, 35-40 TL, fosfat, 70-75 TL oldu. Gübre’de KDV oranı yüzde 18.

Elektrik fiyatı: 2007 yılında 13.5 kuruş olan elektrik ücreti, 2012’de 30.3 kuruş oldu. Elektrikteki ücret artışı, 2007-2012 döneminde yüzde 124.4 arttı. Elektrikte KDV oranı yüzde 18.

Tohumlukta : Tohumluk fiyatları 2012 yılında yüzde 22-29 arasında arttı. (TZOB) Sertifikalı tohumlara destek verildi. Yerel tohumlara verilmedi.

Önemli bir hayvan yetiştiriciliği girdisi olan saman fiyatı, süt fiyatını aştı. üretici 1 litre mazot alabilmek için 8 kg buğday satmak zorunda.

Son bir yıl içinde tarımsal alanda gelişen ekonomik şekillenişler böyle . hal böyle olunca tarımsal üretimde ve üreticilerde bir gelişim beklemek yersiz olur. Zira bu tablo ekseninde giderek yoksullaşan ve borçları nedeniyle mülkünü satarak mülksüzleşen üreticileri görüyoruz.

Daha fazla göster

İlgili Makaleler

Başa dön tuşu