GüncelMakaleler

PUSULA | Devrimde Israr, İlkelere Bağlılıkla Olur

"İdeolojik temeli güçlendirme, yeni genç kadroları açığa çıkarmanın, siyasal gerilikleri gidermek için araştırma ve incelemede derinleşmenim en büyük güvencesidir"

Uluslararası komünist hareketi içinde 20. yy’ın ikinci yarısında SBKP ve ÇKP arasındaki mücadele daha keskin bir boyut kazanmıştır.

Modern revizyonistlerin SBKP’yi ele geçirmesi, sosyalist kamp içinde tarihsel olarak yaşanan en büyük ihanetti. Bu ihanete karşı Başkan Mao’nun önderliğindeki ÇKP, uluslararası komünist hareketin genel çizgisini ısrarla savundu. Bu iki parti arasında süren polemiklerde komünistler her koşulda Marksizm-Leninizm’in evrensel ilkelerine dayanarak şu gerçeklere işaret ettiler:

1. Uluslararası komünist hareketin genel çizgisi, yalnızca proletaryanın tarihi misyonuna ilişkin Marksist-Leninist devrimci teoriyi kendine yol gösteren ilke olarak alabilir ve ondan asla sapmamalıdır. (…)

Uluslararası komünist hareket saflarında birkaç yıldır, 1957 Deklarasyonu ve 1960 Bildirisinin kavranmasında ve bunlara karşı tavırda farklılıklar olduğu bir gerçektir. Bu farklı kavrayış ve tavırlarda esas sorun, Deklarasyon ve Bildirinin devrimci ilkelerini tanıyıp tanımama sorunudur. Son tahlilde bu, Marksizm-Leninizm’in evrensel gerçeğini tanıyıp tanımama; Ekim devriminin yolunun evrensel önemini tanıyıp tanımama; dünya nüfusunun üçte ikisini oluşturan ve hala emperyalist ve kapitalist sistem altında yaşayan halkların devrim yapması gerektiği gerçeğini kabul edip etmeme ve sosyalizm yolunda ilerleyen ve dünya nüfusunun üçte birini teşkil eden halkların devrimi sonuna dek sürdürmeleri gerektiği gerçeğini tanıyıp tanımama sorunudur.”(1)

İçinden geçmekten olduğumuz yüz yılda enternasyonal proletarya bir önceki yüz yılda kazanmış olduğu tüm mevzileri geçici de olsa yitirmiş durumda. Yani ortada ne bir sosyalist kamp ne de tek tek demokratik halk cumhuriyetleri ve sosyalist devletler vardır.

Ama dünyanın farklı coğrafyalarında, emperyalizm ve dünya gericiliğine karşı halk demokrasisi, bağımsızlık ve sosyalizm mücadelesi sürüyor. Emperyalist saldırganlığa ve faşizme karşı geniş temelde anti- emperyalist, anti-faşist cepheler kuruluyor.

Hiç kuşkusuz ezilenler cephesinde yükselen bu haklı ve meşru mücadelede MLM güçler tıpkı 20. yüz yılda olduğu gibi devrimci teorinin yol göstericiliğinde devrimdeki ısrarını sürdürüyorlar. Belli coğrafyalarda bu mücadeleye öncülük ediyorlar. Ve geniş emekçi yığınlar içinde hatırı sayılır bir güç konumundalar.

Ekim devriminin açtığı yolda yürüyen enternasyonal proleter güçler dün olduğu gibi bugün de her türlü anti-MLM anlayışlara karşı mücadele etmeye devam ediyorlar. Bugün devrimde ısrar proleter ideolojik netliği zorunlu kılıyor. Bugün devrimde ısrar karşı devrimci şiddete karşı, devrimci şiddeti kaçınılmaz tarihsel bir görev olarak kavramayı emrediyor. Bugün devrimde ısrar, her olayı, olguyu sınıfsal bakış açısıyla ele almayı ve siyasal iktidar mücadelesi perspektifiyle aşağıdaki tarihi tecrübelere uygun yaratıcı bir duruşu ve yürüyüşü gerekli kılıyor.

An itibariyle ezilenler cephesinde egemenlerin kapsamlı saldırılarına karşı sergilenen zayıf duruşun temelinde kendi sınıfsal çıkarlarını savunma bilincindeki yetersizlikler yatmaktadır. Bu ideolojik tutumun-bilincin zayıf olduğu her yerde örgütlü bir toplum-örgütlü bir mücadele çağrıları esas olarak karşılıksız kalmaktadır.

Dolayısıyla yeni genç özne güçler başta olmak üzere, kolektifin bir parçası olan her bireye ideolojik temelde müdahale ve bu yönlü zayıflıkları gidermek öncelikli görevlerimizden biridir. İdeolojik temeli güçlendirme, yeni genç kadroları açığa çıkarmanın, siyasal gerilikleri gidermek için araştırma ve incelemede derinleşmenim en büyük güvencesidir.

1- UKH Genel Çizgisi Hakkında Polemik, s.10-11

 

Daha fazla göster

İlgili Makaleler

Başa dön tuşu