Güncel

Diyarbakır Barosu, 2017 Cezaevi Hak İhlalleri Raporu’nu yayımladı

H. Merkezi: Diyarbakır Barosu İnsan Hakları Merkezi Cezaevi İzleme Komisyonu, hazırlamış olduğu 14 sayfalık  “2017 Yılı Ceza İnfaz Kurumları Hak İhlalleri Raporu”nu düzenledikleri basın toplantısıyla açıkladı.

Diyarbakır Barosu 2017 Cezaevi Hak İhlalleri Raporu’nu yayımladı. Basın açıklaması ile duyurulan raporda farklı illerden 20 hapishanede yapılan araştırmalar sonucunda mahpusların yaşadığı hak ihlalleri gözler önüne serildi ve bu ihlallere ilişkin öneriler sunuldu.

 

Ceza İnfaz Kurumlarında yaşanan hak ihlallerine ilişkin tespitler:

-Dezavantajlı grupların başında gelen çocuk yaştaki mahpuslar, cezaevlerinde hak ihlallerine çokça maruz kalmaktadır. Çocuk cezaevlerinin kapatılmasının tartışıldığı günümüzde, birçok cezaevinde çocuk mahpusların şiddetin birçok türüne maruz kaldığı gözlemlenmiştir.

-Sağlık hakkına erişimin engellenmesi (Kelepçeli muayene, revirde yeterli sayıda hekim bulundurulmaması, hastane sevklerinin ve revir muayenelerinin gecikmeli yapılması) ziyaret edilen cezaevlerinin neredeyse tamamında temel bir problem olarak ifade edilmiştir.

-Elazığ Kampüs CİK’te birçok ağır hak ihlalinin gerçekleştiğini belirtmek gerekmektedir. Süngerli oda, darp-işkence ve kötü muamelenin yanı sıra cinsel saldırı iddialarının da yoğun olarak meydana geldiği bir cezaevi olarak gündemden düşmemiştir.

-Mahpus olan anneleri ile birlikte cezaevlerinde yaşamak zorunda kalan küçük yaştaki çocukların ve annelerinin bulundukları ortamın şartlarından psikolojik ve fiziksel açıdan olumsuz etkilendikleri gözlemlenmiştir.

-Birçok cezaevinde mahpusların çeşitli nedenlerle cezaevlerinden nakilleri sırasında kelepçenin tersten takılması ve cezaevi personellerinin sözlü ve fiziki tacizlerde bulunması, banyo ve tuvaletleri görecek şekilde kameraların yerleştirilmesi, mevzuata aykırı olan kimlik kartı taşıma dayatması ve bazı mahpusların kameralarla donatılan, her tarafı sünger veya benzeri bir malzeme ile kaplı “süngerli oda” olarak tabir edilen odalarda keyfi bir şekilde tutulması  gibi birçok uygulama, kötü muamele ve işkence yasağının ihlali anlamına gelmektedir.

-Siirt E Tipi CİK ve Tarsus Kadın CİK’de avukat görüş odalarında kamera sisteminin tüm odayı gözetleyecek bir şekilde kurulu olduğu komisyon üyelerimiz tarafından tespit edilmiştir. Bu durumun ve kameranın ses kaydı da yapma ihtimalinin avukatlar ile yapılan görüşmelerde mahpusların rahat ve özgür bir şekilde kendilerini ifade etmelerini engellediği ve mahpusların tedirgin oldukları gözlemlenmiştir.

-Elazığ Kampüs CİK’de stajyer avukatların görüşe alınmadığı hususu komisyon üyelerimiz tarafından tespit edilmiş, bu hukuka aykırı durumla ilgili görüşülen cezaevi savcısı, “Mevcut uygulama hakkında bilgi sahibi olmadığını, ceza infaz kurumuna giriş yapılmadan önce kendisinden ziyaretler için izin alınmış olsaydı stajyerin ceza infaz kurumundaki mahpuslarla görüşmelerde bulunabileceğini” belirtmiştir.

-Malatya E Tipi CİK’de komisyon üyelerimiz tarafından ceza infaz kurumuna giriş yapıldıktan sonra, infaz koruma memurları tarafından avukatlara “Avukat Bilgilendirme Tebliğ Formu” imzalatılmış, bu form imzalanmadığı takdirde görüşmenin gerçekleştirilmeyeceği söylenmiştir. Görüşmenin gerçekleştirildiği avukat görüş odasında kamera olduğu, görüşme kabinin kapısının da görüşme boyunca açık bırakıldığı, kapıda bir infaz koruma memurunun görüşme içeriklerini duyabilecek şekilde beklediği tespit edilmiştir. Görüşme sırasında, görüşülen mahpusların aktardığı hak ihlallerine ilişkin tutulan avukat notları, görüşme sonlandığında, infaz koruma memuru tarafından, kameraya doğru tutulmuştur.

-OHAL’in ülke genelinde ilanından sonra, cezaevlerinde yıllardır yaşanan hak ihlalleri ve sorunlar gözle görülür ve hissedilir bir şekilde artmıştır.

 

Ceza İnfaz Kurumlarında yaşanan hak ihlallerine ilişkin öneriler:

-Herkesin maddi ve manevi varlığını koruma ve geliştirme hakkı Anayasal güvence altındaki en temel haklardan olup mahpusların tedavilerinin düzenli bir şekilde uygun koşullarda yapılması sağlanmalı, hekime ve sağlık birimlerine ulaşmada hızlı ve etkin bir şekilde hareket edecek kurumsal mekanizmalar oluşturulmalı, bu bağlamda sağlık koşulları sebebiyle tahliye olması gereken mahpusların, mevzuat ya da Adli Tıp uygulamaları gibi engellere takılmadan tahliyeleri sağlanmalıdır.

-Ceza İnfaz Hukuku’nun prensipleri arasında kısas, intikam vb. hususların olmadığı açık ve net bir husus olmakla birlikte yasal düzenlemeler, ideal hukuk bağlamında bu hususları ihtiva edecek şekilde yeniden gözden geçirilmelidir.  Cezaevi çalışanları ve idaresinin olumsuz ve hatta suç teşkil eden tavır ve tutumlarının önüne geçmek için etkili bir denetim mekanizması oluşturulmalı, sorumlular hakkında idari ve adli soruşturma yürütülerek cezasızlığın önüne geçilmelidir.

-Cezaevlerinde görevli personellere yönelik insan hakları konusunda eğitici panel ve seminerler düzenlenmelidir.

-Savunma hakkının etkin bir şekilde kullanılması hususu ceza hukuku açısından hayati derecede önem taşıdığından bu hakkı ihlal eden her türlü keyfi uygulamadan vazgeçilmelidir. Anadilde savunma hakkının etkin şekilde kullandırılması sağlanmalıdır.

-Çocuk cezaevlerinin kapatılmasına ilişkin tartışmaların doktrin ve dünya örnekleri açısından değerlendirmesi yapılmalıdır. Çocuk cezaevlerine ilişkin politikaların ve mevzuatın gözden geçirilerek çocuklara tam koruma sağlayan sağlıklı bir yaşam alanı oluşturulmalıdır.

-Mahpus olan anneleri ile birlikte cezaevinde kalmak zorunda olan çocukların ihtiyaçları ve psikolojik durumları gözetilerek gerekli önlemlerin alınması ve uygun ortamların yaratılması gerekmektedir.

-Cezaevlerindeki denetimin ve şeffaflığın önemli bir unsuru olan baroların ve sivil toplum örgütlerinin cezaevlerini etkin bir şekilde ziyaretlerinin sağlanması için gerekli yasal düzenlemelerin yapılması gerekmektedir.

-Diyarbakır Barosu hazırladıkları raporun hak ihlallerinin sona ermesi açısından bir adım olmasını isteyerek, Adalet Bakanlığını ve tüm yetkilileri sürecin takipçisi olmaya çağırdı.

Daha fazla göster

İlgili Makaleler

Başa dön tuşu