Manşet

“Direnişçiyim diyenleri yanımızda görmek istiyoruz”

Ankara: 31 Mayıs günü Taksim Gezi Parkı’ndaki saldırıyı protesto etmek için Kızılay Meydanı’na girenlerden biri olan ve polis kurşunuyla ağır yaralanan Ethem Sarısülük’ün hayati tehlikesi sürerken,  ailesi ve dostlarının da Numune Hastanesi önündeki bekleyişleri sürüyor. Olay anına dair yeni görüntüler ve gelişmeler ortaya çıkmaya devam ediyor, aynı zamanda hukuksal süreç de devam ediyor. Olaya ve sürece dair ilk günden beri büyük bir özveri içerisinde olan Sarısülük’ün yengesi Çiğdem Sarısülük’le bir röportaj gerçekleştirdik.

Türkiye’de yaşanan son süreçle ilgili ne düşünüyorsunuz?

Genel olarak Taksim Gezi Parkı’yla başlayan ve tüm Türkiye’ye yayılan bu olayların biz aile olarak haklı ve meşru talepler için olduğunu düşünüyoruz. Ağaçların kesilmesiyle başlayan süreç AKP’nin politikalarına karşı dönüşen bir süreç oldu. Parasız eğitim, parasız sağlık isteyen de bir takım yasaklara karşı çıkanlar da bir şekilde sokaklarda birleşti. Bu anlamda Türkiye’de bir muhalefet oluştu. Yediden yetmişe birçok insan korku duvarlarını aşmaya başladı. Sorunu sadece çevre sorunu olarak değerlendirmiyoruz. Ankara’daki devrimci, demokrat güçler, duyarlı insanlar tarafından İstanbul’da yanan bu kıvılcım buraya da yayıldı. İnsanlar gecekondularının yıkılmasına karşı çıkıyorlar, son 11 yıldır AKP’nin politikalarına karşı çıkıyorlar ve bu durum sokak eylemleriyle patlak verdi.

Meşru talepler doğrultusunda mücadele artıyor ve bu paralelde devletin saldırganlığı da artıyor. İki kişi hayatını kaybetti, çok sayıda yaralı ve gözaltı var. Ethem Sarısülük de bu insanlardan biri…

Devlet plastik mermilerle, gerçek mermilerle, savaş suçu olan portakal gazlarıyla saldırıyor. Ama burada ayrı bir şey daha var. Polisin ayrı bir öfkesi var. Televizyonlarda görüyoruz bırakın insana yapılmasını köpeklere bile gaz sıkılıyor. Artık bu neyin öfkesi, bilemiyoruz. Bu noktada Ethem Sarısülük’e gelince de olayı bir bütün olarak anlatmak istemiyorum, çünkü bütün medyada konu oldu. Elimizde görüntüler, tanıklar olduğu için meşruluğunun da kamuoyu nezdinde sağladığını düşünüyorum. Hukuksal boyutuna gelince, olay cumartesi günü oldu. Biz pazartesiye kadar elimizdeki bütün bilgileri, belgeleri toparlayıp ailesi olarak savcılığa başvurduk. Başvuru yapıldıktan savcı; bilirkişi incelemesi için tanıkları, aileyi, avukatları çağırdı ve olay yerinde bir inceleme yapıldı. O incelemede zaten Ethem Sarısülük’ün beynindekinin herhangi bir metal cisim ya da plastik mermi değil gerçek mermi olduğu görüldü. Ancak Savcı bu noktada beklediğimiz gibi olumlu bir tavır göstermedi. Sadece bizim iddia ettiğimizi ifade etti. Görüntüler ve kanıtlar olmasına rağmen, kurşun beyninde olmasına rağmen rapor alamadığımız için şu an iddia niteliğinde oluyor.

PICT0432Rapor şu an alınamıyor öyle mi?

Yok, bir ölüm durumunda otopsi yapılmasıyla rapor veriliyor. Orda tek amacımız olası bir olumsuz sonda otopsi yapılarak bunun derhal rapora geçirilmesidir. Aynı zamanda bugün ortaya çıkan ve internette olan bir iddia var, polis kurşununun boş kovanı. Yalnız elimize ulaşmadı. Yasal zeminde başvuruda bulunduk. Milletvekili Levent Gök’ün olay günü polis ekibini yakından çektiği fotoğraflar var. Direk kask numaralarını çekmiş. İnternette öyle görüntüler dolaşıyordu. Avukatlar devreye girdiler, iki tane kask numarası şu anda belli. Hem kask numaraları bir dilekçeyle verilerek hem de mobese ve çevre esnaflarının güvenlik kameralarından görüntüler için başvuruda bulunuldu. Bugün avukatlarımız gitti, artık tüm görüntüler ortada polisin kimliği belli olmasına rağmen o polisin yakalanmasını, isminin açıklanması gerektiğini söylediler. Emniyet delilleri karartma yolunu izliyor. Evet , Ethem burada direniyor ama bizim de isteğimiz hükümetin, Adalet Bakanı ve Emniyet Müdürü’nün istifa etmesi; bunun ardından da o polisin bulunması, yargılanması ve hapishaneye girmesidir.

Gazetemiz aracılığıyla okurlarımıza ve kamuoyuna son olarak ne söylemek istersiniz?

Ethem şu anda hastanede yatmamış olsaydı, çok eminiz ki o da hiç tanımadığı insanların ziyaretlerine giderdi. Bir istekleri, ihtiyaçları var mı diye sorardı. Bu da aslında şu anda hastanede olmasının en ufak sebeplerinden birisidir. Bizim kamuoyundan; bu direnişi başlatan, büyüten, geliştiren insanlardan isteğimiz direnişi daha da büyütmeleridir. Katledilen insanların hesabının sokaklarda sorulması gerektiğini düşünüyoruz. Evet, yasal süreç başladı ve bu zeminde hareket ediyoruz ama sokaklarda da bunun hesabının sorulması lazım. Acılıyız ama biz acılarımızdan ders almasını da biliyoruz. Kamuoyunda bir baskı ortamı yaratılmak isteniyor bizim için. Deliller karartılıyor, tehditler alıyoruz. İlk başlarda tehdit ettiler fakat bizim tavrımızı gördükleri için bu tutmadı, vazgeçtiler. Biz sonuna kadar bu davanın peşinde olacağız. Kendisine direnişçi diyen tüm insanları yanımızda görmek istiyoruz. Buraya gelen tüm kurumları, kişileri not ediyoruz. İlerleyen süreçte gazetelere teşekkür ilanı vereceğiz. Ayrıca ilk günden beri yanımızda olmaya çalışan Özgür Gelecek gazetesine ve okurlarına da teşekkür ediyoruz.

 

 

 

Daha fazla göster

İlgili Makaleler

Başa dön tuşu