Güncel

PKK tutsakları: “Artık uyarı yapmıyoruz!”

PKK lideri A. Öcalan üzerindeki ağırlaştırılmış tecritin kaldırılması, Öcalan’ın özgürlüğü, sağlığı ve güvenliğinin sağlanması talebiyle PKK ve PAJK’lı tutsaklar tarafından başlatılan süresiz dönüşümsüz açlık grevleri giderek yaygınlaşıyor.

Konuyla ilgili Bakırköy Kadın Hapishanesi’nden bir Tutsak Partizan’ın iki açlık grevi direnişçisi ile yaptığı söyleşi:

– Bugün dönüşümsüz Süresiz Açlık Grevinizin üçüncü günü. Tüm katılan arkadaşlar şahsında Partizan olarak ikinize “serkeftin” dileklerimizi tekrarlamak istiyorum. Geçen  yıl da PKK ve PJAK tutukluları olarak açlık grevleri yapmıştınız. Şimdiki eyleminizi, geçen yılki eyleminizle karşılaştırarak değerlendirebilir misiniz?

– Öncelikle bizimle böyle bir söyleyişi yapmak istediğiniz için teşekkür ediyoruz. Bu alanda bizimle birlikte SAG’a giren 8 arkadaşımız daha var. Onlar diğer koğuşta kalıyorlar. Biz ikimiz burada kalıyoruz.

Doğrudur, geçen yıl ve aynı zamanda bu yılın başlarında yüzlerce yoldaşımızın girdiği uzun süreli AG’ler yapıldı. Bu AG’ler sadece cezaevleri ile de sınırlı kalmadı. Dışarıda ve Avrupa’da da yapıldı. O günkü AG’lerin talebi Önderlik üzerinde uygulanan tecridin kaldırılması ve Kürt sorununun çözümünde onun muhatap alınmasıydı. Yani Kürt sorunun çözümü için yapılan müzakerelerin tekrar başlatılmasıydı. Bu AG’ler belli bir kamuoyu oluşturdu ve Avrupa’da süren AG’lerle birlikte hem CPT hem Avrupa Parlamentosu’nda birçok yetkili, tecridin kalkması için TC ile ilişkiye geçip baskı yapacaklarının sözünü vermişlerdi. Bununla birlikte o dönem başlatılan AG’nin uyarı amaçlı olması nedeniyle belli bir kamuoyunun beklentisine cevap olunmasını, ikinci olarak da CTP ve AP’nin sözlerinin sonucunun beklenilmesini istedi. Bu nedenle AG’leri sonlandırdık.

Fakat gelinen noktada görüyoruz ki, devlet ve hükümet halen inkâr ve imha politikalarında ısrar ediyor. İmralı’da hiçbir hukuka, hiçbir vicdana sığmayacak bir tecrit uygulanıyor. 15 aydır önderlikten haber alınamıyor. Milyonlarca Kürdün siyasi irade olarak gördüğü ve muhatap olarak gösterdiği önderlik, 14 yıldır tek başına bir hücrede tutuluyor. İşte bu tecridin sürdürüldüğü aynı zamanda siyasi ve askeri operasyonların, siyasi soykırımın artarak devam ettiği bu süreçte yeniden bedenlerimizi açlığa yatırıyoruz. Bu sefer, verilen sözlere bakmayacağız. Somut olarak taleplerimizin pratikte gerçekleşip gerçekleşmediğine bakacağız. O dönem yapılan AG’lerimizi dikkate almayan, önemsemeyen ve görmezden gelen TC ve başındaki AKP hükümeti, bu sefer bizi görmek zorunda kalacak. Artık uyarı yapmıyoruz. Taleplerimizin kabul edilmesi yani gerçekleşmesi için SAG’a giriyoruz.

– Eyleminizdeki talepler nedir?

– Bu sorunun cevabı da ilk soruyla bağlantılıdır. Yukarıda belirttiğimiz gibi ilk AG’miz tecridin kaldırılması içindi ama bugün biz sadece tecridin kalkmasını kabul etmiyoruz. Tecridin kalkmasıyla birlikte önderliğimizin sağlık-güvenlik ve özgürlük koşullarının yaratılmasını istiyoruz. Anadilde eğitim hakkımızın sağlanmasını istiyoruz. Şu an cezaevlerinde kalan binlerce Kürt siyasetçisinin kendi anadiliyle savunma koşullarının sağlanmasını istiyoruz. Bu taleplerimiz gerçekleşene kadar bedeli ne olursa olsun eylemimizi sonlandırmayacağız.

– Son olarak duygularınızı alabilir miyiz?

– Bu soruna ayrı ayrı cevap vermemiz gerekiyor galiba.

C. Güler: Duygularımı nasıl ifadelendirebilirim bilmiyorum. Bazı duyguların sözle ifadesi yoktur. Kürt Özgürlük Hareketi’nin zindan tarihinde ilk Ölüm Orucu direnişiyle bu süreç başladı. 14 Temmuz 1982’de başlayan ÖO, hareketimizin zindan tarihinde bir çizgi haline geldi. Geçen 30 yıllık süreçte Kürt halkı yüzlerce-binlerce evladını hapishanelerde, ÖO’larda, AG’lerde yapılan saldırıda yitirdi. Ama hiçbir zaman haksızlığı, zulmü, onur kırıcı dayatmaları kabul etmedik-etmiyoruz. Halkımızın özgürlük yürüyüşünde, haklı davasında ben de bedenimi açlığa yatırmak bu yürüyüşe dâhil olmak istedim. Bu yüzden mutluyum-gururluyum! İnsan sadece etten-kemikten oluşan bir varlık değildir. Bu sadece yemek yiyerek yaşam sürmez/sürdürülmez. İnsan yaşamını asıl olarak anlamlı kılan maneviyattır. Geçen 30 yıllık süreçte ortaya konulan direniş ve ödenen bedeller benim de direnişimin mayasını oluşturuyor. İmralı’da uygulanan insanlık dışı tecridi, Kürt halkına karşı sürdürülen soykırımı reddediyorum/kabul etmiyorum. Yukarıda belirttiğimiz taleplerimiz kabul edilinceye kadar şu an hapishanelerde AG’de olan binlerce yoldaşımla birlikte bu direnişi sürdüreceğim.

X. Çelik: Öncelikle AG’lerde ve ÖO’larda yaşamlarını yitiren tüm şehitleri saygıyla anıyorum. Çok yoğun duygular yaşıyorum. Tarihi boyunca acı ve katliamlardan geçen bu halk için ne yapsak az gelir. Eylemlerimizin başarıyla sonuçlanması halinde bir nebze olsun borcumuzu ödemiş olacağız, mutluyum.

Size de özel olarak teşekkür ediyorum.  Dostluğunuz ve ilginiz benim için çok değerlidir.

– Biz de Partizan olarak sizlere tekrar serkeftin diliyoruz. Sizlere teşekkür ediyoruz.

 

 

Daha fazla göster

İlgili Makaleler

Başa dön tuşu