Manşet

Kuzu Deri işçileri ile dayanışmaya

Deri sektöründe çalışan işçilerin sorunlarına, çalışma koşullarına, hak gasplarına, patronların işçiye karşı tavrına ve patronların sendikaya olan tahammülsüzlüğüne aşinayız.  Uzun saatler, zor koşullar altında çalışma, patron tarafından sürekli bir psikolojik baskı, her an işten çıkarma tehdidi, parça başı çalışma, düşük maaş, kullanılan kimyasallardan doğan sağlık sorunları vs. vs. durum bu olunca direnişte kaçınılmazdır elbet.

Kuzu Deri işçileri de bu durumdan bağımsız değil, elbette direniş onlar içinde kaçınılmaz. Geçtiğimiz günlerde Deri İş Sendikasının yaptığı bir açıklama ile Kuzu Deri’de direnişin başladığını öğreniyoruz ve direnişi ziyaret etmek, yaşananları, beklentileri vs. okurlarımıza aktarmak için direniş alanına gidiyoruz. Trenden iner inmez Zeytinburnu halkını dayanışmaya çağıran bildiriler-afişler bizi karşılıyor. Direniş alanına gittiğimizde ise“işten atılan işçiler geri alınsın, parça başı çalışmaya son” vb. işçilerin talepleriyle karşılaşıyoruz.

Kuzu Deri Zeytinburnu OliviumAVM’nin hemen karşısında büyükçe bir bina. Giyim üzerine üretim yapıyor. Direniş alanı ise binanın tam karşısında.

Tanışma ve kısa bir sohbetin ardından röportaj yapmak, direnişi yakından takip etmek istediğimizi belirterek direnişte olan Mehmet Şefikdağ ile sohbete başlıyoruz. Bir süre sonra 2009 yılında işten çıkartılan ve tazminatını alamayan Recep Yazal’da sohbetimize dahil oluyor. Mehmet Şefikdağ 5 yıldır kuzu deri’de çalıştığını, kürk overlok bölümünün ustası olduğunu söylüyor. Fabrikanın giyim üzerine ürünler çıkarttığını, bu ürünlerin genel olarak ünlüler tarafından alındığını ve oldukça pahalı olduğunu aktarıyor. Örneğin bir montun 2600 dolar olduğunu söylüyor. Dayanamayıp işçilerin ortalama maaşını soruyoruz? 1200-1300 TL cevabını alıyoruz. Peki ya günde kaç mont üretiliyor mesela diyoruz? Şefikdağ; “Parçabaşı çalışan işçiler bazen yarışa giriyor ortalama 20- 25 adet üretiliyor, benim üretimim ise ortalama 10 adet” diyor. Perakende satış yaptığını dünyanın birçok ülkesine, birçok “yabancı” ünlüye ürün satıldığını belirtiyor.

Deri işçilerinin zor koşullar altında çalıştığını biliyoruz, peki ya Kuzu Deri’nin koşuları nasıl? Ne gibi sorunlarla-zorluklarla karşılaşıyorsunuz? diyesorduğumuzda aldığımız cevap hiç yabancısı olmadığımız şeyler. Yani birçok işçinin yaşadığı sorunlardan Kuzu Deri işçileri de muzdarip. Şefikdağ sorunları şöyle sıralıyor; “Kuzu deri de çalışan 84 işçinin hepsi sigortalı ancak maaşları düzenli verilmiyor. Verilen maaşlar ise zaten yetmiyor. İşten çıkartılan işçilerin tazminatı ödenmiyor. Dava açmak isteyene hallederiz biraz bekle vs. denilip oyalanıyor. Örneğin bir arkadaşımız 15 yıl çalıştı çıkmak istedi tazminatı ödenmedi, dava açtı patron 26 000 TL tazminat ödeyecek. Yine bir arkadaşımıza ise 14 000 TL ödeyecek. Yine burada çalışan işçilerin mesai saatleri çok yüksek fazla mesai yapmak zorundasın ama o da çok düşük. Çoğu zaman fazla mesailerde ödenmiyor. Örneğin bir ay boyunca fazla mesaiye kaldın son beş gün işin çıktı, cenazen oldu kalamadın senin geriye kalan 25 günlük mesain ödenmiyor. Normal mesai saatimiz 11 saat. Ücretlerimiz piyasanın altında. Ücret dağılımıda oldukça adaletsiz. Örneğin ben 1400 TL alıyorum yanımda çalışan ve benden daha güzel iş yapan arkadaşlar 1100-1200 TL alıyorlar niye benimki fazla çünkü ben ustayım bu adaletsizliktir ve her bölümde böyle yapılıyor. 2009’da kriz var deyip işten çıkartılan Recep Yazal ekliyor; “parçabaşı çalışan işçilerin durumu ise daha kötü, çoğu zaman tek iş çıkarıyorlar, iş yok deyip işten erken çıkartılıyorlar. Bu yüzden de az maaş alıyorlar bu da geçim için yetmiyor tabi.”

Mehmet Şefikdağ patronun oğlunun işçiyi darp ettiğini anlatıyor. Recep Yazal ise bu duruma kendisinin de maruz kaldığını belirterek anlatıyor: “işten çıkartılmadan bir süre önce patronun odasında bulunan çiçekten yeni bir çiçek yetiştirmek için bir dal kopartıp başka bir saksıya ekmek istedim. Buna sinirlenen patronun oğlu çiçeği kırıp bana da saldırdı. Gözüme aldığım darbe sonucu bir süre gözüm şiş gezdim. Kısa bir süre sonra da işten atıldım. Çiçekler benim hobim, onlarla ilgilenmeyi seviyorum tamamen bunun için yaptım ve sonucunda böyle oldu.”

Kuzu Deri’de yaşanan sorunlar işçilerin de aktardığı gibi böyle, tabi buna sendikasızlığıda eklemek gerekiyor.

İşçilerle sohbetimiz sürüyor sendikal örgütlenme sürecine ve şuanki duruma dair konuşuyoruz. Yaklaşık 4 aylık bir sendikal çalışmanın olduğunu bir süre önce ise çalışmadan patronun haberdar olduğunu ve işten atmaların başladığını öğreniyoruz. Mehmet Şefikdağ ilk işten çıkartılanlardan. İşten çıkarılır çıkarılmazda direnişe geçiyor. Şuan da direnişte olan tek işçi ama yüreği emek ve demokrasiden, özgürlükten yana çarpanlar hep yanında.

İçerde sendikal çalışmanın devam ettiğini üyelerin olduğunu öğreniyoruz. Tabi patronun işçileri tehdit ettiğini de. Öyleki Salı günü fabrika önünde yapılan ve yüzlerce kişinin katıldığı basın açıklamasına katılmak isteyen işçiler patron tarafından kapıları kapatarak engellenmek istemiş, içerdeki işçilerde camlara çıkarak desteklerini sunmuşlardı.

“Morelim iyi kazanacağımıza olan inancım tam dostlarımızın destek ziyaretleri sürüyor” diyor Şefikdağ ve ekliyor “Amacımız belli işten çıkarmalara son verilsin, işten çıkarılan sendika üyeleri işe geri alınsın, parça başı çalışmaya son verilsin ve Kuzu Deri sendikayı tanısın.”

Bizde son olarak adettendir deyip okurlarımıza ne söylemek istediğini soruyoruz. “özgür gelecek okurlarını yanımızda görmek isteriz. Bu mücadele emek mücadelesidir, solcu sağcı herkesi ama herkesi emeğe sahip çıkmaya, direnişte olan işçilerle dayanışmaya çağırıyorum”diyor.

 

 

Daha fazla göster

İlgili Makaleler

Başa dön tuşu