İstanbul: Cumartesi Anneleri 666. haftasında Galatasaray Meydanı’nda buluşarak kayıp yakınlarının akıbetini sormaya devam etti.
Kayıp yakınları için 666 haftadır Galatasaray Meydanı’nda adalet arayan Cumartesi Anneleri, 2018 yılının demokratik hukuk devletine giden yolun başlangıcı olmasını istedi. “Failler belli, kayıplar nerede” yazılı pankart açan Cumartesi Anneleri, kayıp yakınlarının fotoğraflarını taşıdı.
“Sürdürdüğümüz mücadeleyi önümüzdeki yıl daha da yükselteceğiz”
İlk olarak sözü alan 21 Mart 1995’te gözaltında kaybedilen ve daha sonra cenazesi bulunan Hasan Ocak’ın ağabeyi Ali Ocak, Ocak dosyasında 22 yıldır hiç bir ilerlemenin olmadığını söyleyerek dosyanın tozlu raflarda bekletildiğini ifade etti. Ocak, “Bizler sürdürdüğümüz mücadeleyi önümüzdeki yıl daha da yükselteceğiz” diyerek aydınlık günler dileğinde bulundu.
“Yeni yılda demokratik Türkiye”
Ocak’ın ardından Hatay CHP Milletvekili Hilmi Yarayıcı sözü alarak, İsmail Bahçeci ile kaybedilmeden bir kaç gün önce konuştuğunu söyledi. 2018’e girerken, her türlü şiddeti sürdüren bir iktidarla karşı karşıya olduğumuzu belirten Yarayıcı, “Samimi olsaydılar Cizre, Sur, Ankara, Tahir Elçi’den sonra bunlara ilişkine bir ceza verilirdi. Ancak cezasızlıkla kalındı” dedi. Barış yerine şiddet politikalarına alıştırılmaya çalışıldığını belirten Yarayıcı, “Nuriye ve Semih’in mücadelesine destek olmayalım istiyorlar. Rıza Zarrab davasında yolsuzluğu konuşmayalım ve hesabını sormayalım istiyorlar. Demokratik, yurtsever insanların cezaevine girmesine göz yumalım istiyorlar” dedi. Gelecek olan güzel günlerin umudunu yitirmediklerini kaydeden Yarayıcı, kayıplarının akıbetini sormaya devam edeceklerini belirterek, yeni yıl da demokratik Türkiye dileğinde bulundu.
“Yüreğim yandı, ellerim titredi. Kalemim tükendi”
23 Şubat 1995’te gözaltında kaybedilen Murat Yıldız’ın annesi Hanife yıldız, “Bayramı bayram gibi yılbaşını yılbaşı gibi yaşamıyoruz. Aynı adaletsizlikle yeni yıla girmiş olacağız. Yıldız, “Dostlar, güzel canlar 22 yılında sonuna geldik. Ne gelen var ne de bize bir haber veren var. Kayıplarımızın akıbeti açıklanmadı. Sorumlular yargılanmadı. İşte bu kışta yine burada kaldık. Davamız yine gelecek bahara kaldı. Ona da kim öle kim kala… Bu hükümet buradan haykırıyor. “İsrail ir terör devletidir” Filistin’li çocuğu dünyaya gösteriyor. Hiç dönüp kendilerine bakmıyorlar. Taybet Ana vurulmuş, sokak artasında böylece yatıyor. 12 yaşındaki Uğur Kaymaz, 13 kurşunla vurulmuş. Berkin Elvan gaz fişeğiyle vuruldu. Dilek Doğan polis kurşunuyla evinde vuruldu. Bende buradan hükümete soruyorum. Bunların hepsinin hangi terör devleti yaptı. Analar yuhalandı. Ailelere soruşturmalar açıldı. Daha çok yazacaktım. Yüreğim yandı, ellerim titredi. Kalemim tükendi. Zaten bunları yazmaya kağıtlar da yetmezdi” dedi.
“Hukuk devleti talep ediyoruz”
Haftanın basın açıklamasını Cumartesi Anneleri adına Sebla Arcan okudu. Arcan 2017 yılının ağır insan hakları ihlalleri, travmalar, hukuksuzluklar ve adaletsizliklerle geçtiğini söyleyerek, OHAL rejiminin, meclisi ve tüm demokratik mekanizmaları devre dışı bıraktığını söyledi. Darbe ve terörle mücadele adı altında Anayasal güvenceye bağlanmış tüm hak ve özgürlüklerin hukuken korumasız bırakıldığını belirten Arcan, “Anayasa’nın amir hükümlerine ve hukuk devleti ilkelerine aykırı bir biçimde, önce kamu görevlilerine ardından da sivillere ‘hukuki ve cezai sorumsuzluk’ getiren düzenlemelerle, cezasızlık Türkiye’de resmileşti. Keyfilikle, cezasızlıkla adaletin ve barışın zemini yok edildi. İktidarın hukuksuzluğuna boyun eğmeyen herkes düşmanlaştırıldı” dedi. Temel hak ve özgürlüklerin ancak hukuk devletinin geçerli olduğu koşullarda güvence altındadır diyen Arcan, “Bu nedenle 666 haftadır Galatasaray’dan hukuk devleti talep ediyoruz” dedi.
