İstanbul: Tohum Kültür Merkezi’nin 11 Kasım günü “Umudu Tohumca Büyütüyoruz!” şiarıyla düzenlediği etkinliğe davetli olan direnişçi işçilerinden Hey Tekstil işçileriyle şölenden sonra bir araya geldik. Geceyi nasıl bulduklarını sorduk, şölenle ilgili sohbet ettik.
Geçtiğimiz Pazar günü Tohum Kültür Merkezinin düzenlediği etkinliğe katıldınız nasıl buldunuz, ne söylemek istersiniz etkinlikle ilgili…
Veli Küçükoğlu: Etkinliği çok iyi bulduk. Bu tür etkinliklerin her zaman olması gerektiğini düşünüyoruz.
Zaten Tohum Kültür Merkezinin hiç kapanmaması gerektiği, tohumun serpilmesi, büyütülmesi gerektiğini düşünüyorum. Çünkü bu tür şeylere bu ülkenin ihtiyacı var. Faşizan bir ülkede yaşıyoruz, Tohum Kültür Merkezine giden yoldaşlarımız bu ülkenin aydınlık yüzleridir. Bizim bu aydınlık yüzlere daima ihtiyacımız var.
Etkinlik çok güzeldi, ama genellikle sanatçılar çıkıp türkü söyledi güzeldi ama biz işçiler de çıkıp orada bir konuşma yapmalıydık, kendimizi anlatmalıydık. Yani Pınar Aydınlar iki defa anons etti. Onun dışında Selahattin Demirtaş’ı çok beğendim, çok yerinde bir konuşma yaptı. Açlık grevleriyle ilgili değiniler de çok iyiydi. Kitle zaten Selahattin’le coştu.
Zeynep Gültekin: Bence çok iyiydi, çok coşkuluydu, katılım da öyle. Keşke hep böyle dayanışma içinde olsak. Ortam çok güzeldi, ben etkilendim. Bizde orada direnişimizi anlatmak isterdik. Yani direnişi duyurmak adına iyi olurdu, gerçi Pınar Aydınlar birkaç defa anons etti direnişi, bu bile çok olumlu bence.
Direnişteki işçiler içinde böylesi etkinlikler yapılsa çok güzel olur. Böyle katılımlar etkinlikler etkiliyor, yani sesimizi duyurmamız çok önemli.
Bunun dışında gelen sanatçıların hepsi birbirinden değerli ve duyarlı sanatçılar. Ben hepsini çok severek dinlerim. İşte İlkay Akkaya olsun, Ferhat Tunç olsun, Pınar Aydınlar olsun.
Ö-G: Gecenin organizasyonla ilgili ne düşünüyorsun, nasıl buldun…
Bence organizasyon çok iyiydi. Gerçekten çok iyi bir geceydi. Keşke şöyle olsaydı diyeceğim herhangi bir şey bulamadım ben. Geldiğimizde rahatlıkla yerlerimize geçtik, işte bize “Burası direniş işçilerine ayrılan bölüm” denildi, oraya geçtik, bir aksilik yoktu.
