GüncelMakaleler

PUSULA | Kendini bil!

Sınıf savaşımında her zaman en ileri bilinç, en ileri kavrayış, en ileri direniş, en ileri uygulama, en ileri çözüm ve sonuç aranır. Tam sınıf bilincinden, tam demokrasi, tam özgürlük, tam hak eşitliği, tam katılım, tam çözümden bahseder devrimin ve örgüt biliminin ustaları.

 

Sınıf savaşımında her zaman en ileri bilinç, en ileri kavrayış, en ileri direniş, en ileri uygulama, en ileri çözüm ve sonuç aranır. Tam sınıf bilincinden, tam demokrasi, tam özgürlük, tam hak eşitliği, tam katılım, tam çözümden bahseder devrimin ve örgüt biliminin ustaları. Tamamlanmamış, yarım kalan ve eksik olan her şey, devrime ve özgürlük savaşımına zarar verir. Tam olmayan her şeyde burjuva ve küçük burjuva ideolojisi yaşam ve alışkanlıkları vardır. Kendini buralarda örgütler.

İdeolojik katılımı tam olmayanın örgütsel katılımı tam olamaz. Devrimci görev ve sorumluluklarını tam anlamıyla yerine getiremez. Katılımı etkileyen iki önemli özellik var. Birincisi katılmadan önceki sistemden edinilen özellikler. İkincisi ise katıldıktan sonra yanlış pratikler üzerinden edinilen özelliklerdir. Her iki kötü özellik de devrimi geciktiren ve yolunu uzatan faktörlerdir.

İçinden çıkıp geldiğimiz ev, iş, okul, çevrenin, sınıfın bütünlüklü analizini yaparak bunun üzerinden köklü kopuşu gerçekleştiremezsek, eskiye ait ideoloji-yaşam-alışkanlıklar devrim yürüyüşümüze yön verir. Bunlar ayağımıza dolanan birer kalın zincir durumuna dönüşür. Analiz-mücadele-kopuş ve sıçrama diyalektiği ve savaş çizgisi esas alınarak ilerleme ve gelişme sağlanır.

Burjuva-feodal sistem hiç olmadığı kadar dünden daha fazla ideolojik ve baskı aygıtlarıyla toplum ve devrimciler üzerinde etki gücünü artırmaya çalışmaktadır. Saldırı ve kuşatma, baskı ve sindirme dünden daha kapsamlı, sistemli ve çok yönlüdür. Deyim yerindeyse burjuva-feodal sistemin saldırıp etki gücünü artırmak istemediği boş bir alan ve nokta bile bırakmamaya çalıştığı bir süreçten geçiyoruz. Proleter devrimcilerin işi dünden daha zordur. Tasfiyeci süreçte edinilen kötü pratik ve alışkanlıklarla birlikte, dünden daha fazla zorluk ve engelle karşı karşıyadır. Ancak bu zorluklar alt edilmez değildir.

Yeter ki zorluk ve engelleri aşma hedefiyle içinden çıkıp geldiğimiz toplumsal, kültürel, sınıfsal gerçekliğimizi doğru tanımlayalım. Yeter ki içinden geçtiğimiz süreci doğru tahlil edip, buna paralel kendimizi doğru tanımlayıp-anlayarak, kendimize ait geriliklerle, nerede-nasıl-ne kadar mücadele etmemiz gerektiğini kavrayalım. İdeolojik katılımımızı güçlendirmemiz gerektiğini bilelim. Bu doğrultuda yoğun ve sıkı çalışalım.

Unutmamak gerekir ki ideolojik katılım sağlanmasının önündeki en büyük engel militanın kendisidir. Kişilik özellikleri, sistemden edinilen anlayış ve yaklaşımlar, taşınan gerilikler, doğru tahlil etmede zorlanılan yerlerdir. Bütün bunlar militanın kendisine ait olanlardır. Bu durumda yoldaşlarımızdan, örgütümüzden, halkımızdan yardım isteme alçakgönüllülüğünü göstermek gerekir.

Eleştiri-özeleştiri mekanizmasıyla birlikte, kişilikte yaşanan sorunları doğru tahlil edip doğru çözüm yol ve yöntemini kabul ederek katılımı güçlendirmeliyiz. Yaşanan eksiklik ve yetmezliğin, hata ve geriliğin giderilmesi için atılan ciddi adım eleştiri-özeleştiridir. Eleştiri-özeleştiriyle güçlenen militan ideolojik katılımı gerçekleştirebilir.

Eleştiri, doğru düşünce yaşam ve mücadele çizgisine kavuşmak için militana yol yöntem göstermektir. Özeleştiri ise sorgulama ekseninde militanın yetmez, yanılgılı, tutarsız anlayış ve davranışların dile getirilip mahkum edilmesi, doğru yaşam ve devrimciliğin esas alınması için çalışılmasıdır. Sahici devrimcilik için bu mekanizma şarttır. Devrimci düşünce yaşam ve ölçülerine sahip olması için bu gereklidir. Özeleştiri kimin ne duymak istediği şey değildir. Özeleştiri değişme ve düzelmenin güvenli yoludur.

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

Daha fazla göster

İlgili Makaleler

Başa dön tuşu