DünyaGüncel

DÜNYA | Brezilya’da Seçimler ve Gösterdikleri

Yaşam koşullarının iyileşmesini ve adalet bekleyen halk, savaş ve gün geçtikçe zorlayan ekonomik kriz geniş halk kitlelerine endişe veriyor.

Coğrafya olarak dünyanın beşinci büyük, 200 milyonu aşan nüfusuyla Latin Amerika’nın en kalabalık ve en büyük ekonomisine sahip ülkesi Brezilya, toplumsal eşitsizlik ve sınıf çelişkileri açısından dünyada en üst sıralarda yer almaktadır.

Brezilyalıların hepsi uzunca bir süredir “eşit” kabul edilse de Beyazlar tarihten gelen imtiyazlarını halen korumaktadır. Avrupalı sömürgeci büyük dedeleri kıtaya 15. yüzyıldan itibaren gelmeye başlamış olanların torunları, günümüzde de ülkedeki servetin daha fazlasına sahiptir ve milli gelirden daha fazla pay almaktadır.

 

Köle sahipleri patron köleler işçi oldu

Kölelik, Brezilya’da 1888’de yasaklandı lakin günümüzde köle sahipleri patron, köleler de işçi oldu. Ülkede ciddi bir kutuplaşma var ve bu kutuplaşma sınıfsal ve ırksal temellere dayanıyor. Brezilya’da sınıfsal eşitsizlik ve etnisiteye bağlı ırksal eşitsizlik kesişmiş durumdadır.

Latin Amerika kıtasının genelinde durum bu şekildedir ancak Brezilya özellikle kahve, kakao, kauçuk, şeker kamışı gibi sanayide kullanılan kimi bitkilerin geniş ölçüde yetiştirildiği tarımsal işletme ekonomisine dayandığı için sömürgecilikten beri Afrika’dan çok sayıda insan köle olarak çalıştırılmak için buraya getirilmesi nedeniyle daha yoğun bir Afrika kökenli nüfusa sahiptir.

Bu yüzden Brezilya, Latin Amerika’nın geri kalanından kimi noktalarda farklı özellikler taşımaktadır. Afrika kökenli halk ve Afro-Brezilyalılar bugün hala toplumun en yoksul kesimleri olarak yaşamlarını sürdürmeye çalışmaktadır ve bu nüfus işçi sınıfını oluşturmaktadır.

 

30 Ekim seçimleri

Açlık, yoksulluk ve ırkçılıkla boğuşan Brezilya’da seçimler yapıldı. 30 Ekim 2022’de yapılan ikinci tur devlet başkanlığı seçiminde eski Devlet Başkanı Lula da Silva yüzde 50.9 oy alarak, yüzde 49.1 oy alan ırkçı Jair Messias Bolsonaro’ya karşı seçimi kazandı.

Bunun üzerine Bolsonaro taraftarları seçime hile karıştığı iddiasıyla, önce ülkenin birçok yerinde günlerce otoyol kapatma eylemleri düzenledi. Başkent Brasilia, Rio de Janeiro, Sao Paulo ve Recife şehirlerinde askeri garnizon önlerinde eylem yaparak, orduya Lula’ya karşı darbe çağrısı yaptılar. Bolsonaro ise görev süresinin dolmasına iki gün kala ABD’nin Florida şehrine kaçmıştı.

Seçimden sonra ülkede bunların yaşanmasına rağmen devlet başkanlığını kazanan Lula da Silva 1 Ocak 2023’te parlamentoda yemin etti ve resmi olarak görevine başladı.

 

Balsonaro Trump’un izinde

Brezilya’da eski devlet başkanı ırkçı Jair Bolsonaro destekçisi binlerce kişi, 8 Ocak’ta devletin üç erki sayılan yasama, yürütme ve yargı merkezleri olan Ulusal Kongre, Devlet Başkanlığı Sarayı ve Yüksek Mahkeme’ye baskın düzenledi.

Hatırlanacağı gibi Donald Trump a, 3 Kasım 2020’deki başkanlık seçimlerini kaybettikten sonra seçimin “hileli” olduğunu iddia etmiş ve destekçilerini kendisine karşı bir komplo yapıldığına ikna etmişti. 6 Ocak 2021’de Trump’ın başkan olmasını isteyen binlerce destekçisi, Kongre Binası’nı basmıştı. Benzer bir pratik Brezilya’da da yaşandı.

 

Sınıfsal ve etnik çelişkilerin yansıması

Bolsonaro bu seçimlere 2021’de katıldığı Liberal Parti’nin (PL) adayı olarak girdi. Daha önce hapis yatmış, 2021’de siyasi yasakları kaldırılan Lula ise İşçi Partisi’nin (PT) başını çektiği geniş ittifakın adayı olarak seçimlere katılmıştı.

Irkçı devlet başkanı Bolsonaro, özellikle pandemi sürecini iyi yönetememiş, ülke genelinde sağlık önlemlerini çok geç başlattığı için birçok insanın ölümünden sorumlu tutuluyordu. Ülkede yapılan kamuoyu araştırmaları, Bolsonaro’nun açık farkla geride kalacağı, Lula’nın ise çok daha yüksek oy alacağını gösteriyordu.

Yapılan seçimlerde oy dağılımı haritasına bakıldığında yoksulların yaşadıkları bölgelerden Lula’ya önemli oranda destek verildiği anlaşılmaktadır. Örneğin ülke nüfusuna göre Afro-Brezilyalıların yoğun olarak yaşadığı ve ülkenin en yoksul kesimlerinin bulunduğu -Lula’nın da doğup büyüdüğü- Brezilya’nın Kuzey Doğusu yani Amazonlar bölgesi seçimlerde neredeyse tamamen Lula’nın İşçi Partisi’ne oyunu vermiş görünmektedir.

Ülkenin kentleşmiş Güney Doğu tarafına bakıldığında ise São Paulo, Rio de Janeiro, Minas Gerais ve Porta Alegre gibi büyük şehirlerde ise -beyazların ve zenginlerin daha çok yaşadığı bölgelerde- Bolsanoro’nun daha çok oy aldığını görüyoruz.

 

Popülist lider ve rejimler yaygınlaşıyor

Kapitalizmin kriziyle doğrudan bağlantılı olarak tüm dünya genelinde popülist lider ve rejimlerin yaygınlaşıp, ırkçılık ve faşizm tehdidinin tırmandığı bir süreçten geçiyoruz. Burjuvazinin yarattığı bu buhran, bir yandan yoksul ve emekçilerin kitlesel isyanlarına kaynaklık ederken bir yandan da ırkçı faşist parti ve kesimleri güçlendiriyor.

Yaşam koşullarının iyileşmesini ve adalet bekleyen halk, savaş ve gün geçtikçe zorlayan ekonomik kriz geniş halk kitlelerine endişe veriyor. Halkın öfkesine ve isyanına önderlik edecek sınıf hareketlerinin zayıf olması, halkın öfke ve isyanının yine egemenlerin yarattığı şovenizm ve faşizm etrafında örgütlenmesinde etkili oluyor. Toplumda milliyetçilik bu temelde yükseltiliyor. Trump, Putin, Erdoğan gibi popülist karakterler bu temelde güçleniyor.

Brezilya’daki son seçimlerde Bolsanoro’nun temsil ettiği çizginin yenilgisi bu anlamda önemli olmakla birlikte, Lula’nın seçim galibiyetinin Brezilya’daki sonuçlarını şimdiden öngörmek zor görünüyor.

Önümüzdeki süreçte ırkçılığa, şovenizme, faşizme dayalı çizgilerin daha da güçleneceğinden hareketle Brezilya halkını daha zor günlerin beklediği söylenebilir.

Daha fazla göster

İlgili Makaleler

Başa dön tuşu