EmekGüncel

EMEK-RÖPORTAJ | Özak Tekstil İşçileri: “Sesimize Ses Olun!”

"Jandarma, kolluk kuvvetleri bu konudan dolayı bizlere baskı uyguluyor. Bir patronun emriyle fabrika kolluk kuvvetlerinin desteğiyle kapatıldı. Valiliğin yasağına rağmen bizler direnişi devam ettireceğiz."

Urfa’da Organize Sanayi Bölgesi’nde (OSB) bulunan Özak Tekstil’de, sendika değiştirmeleri sonrası baskı yapılan ve bir işçinin işten atılması ile direnişe geçen işçilerin eylemleri sürüyor.

Urfa Organize Sanayi Bölgesi’nde bulunan Özak Tekstil’de işçiler, altı yıldır yetkili sendika olan Öz İplik-İş’ten istifa ederek Birleşik Tekstil ve Deri İşçileri Sendikası’nda (BİRTEK-SEN) örgütlenmeye başlamış; bu durum hem yetkili sendikayı hem patronu rahatsız edince, BİRTEK-SEN üyesi bir kadın işçi işten atılmıştı. Patronun sendika değişimi sonrası işçilere yönelik baskı artması ile kadın işçinin işten atılması bardağı taşıran son damla olunca işçiler üretimi durdurarak greve başladı.

İşçiler, haklarının verilmesi talebiyle başlattıkları eylemlerinin bir haftayı geçti. Bizler de bir kadın ve bir erkek işçi ile çalışma koşulları ve direniş süreci üzerine bir röportaj yaptık.

– Fabrikadaki süreci anlatabilir misiniz?

Özak Tekstil erkek işçi: Şu anda Özak Tekstil’in önündeyiz. İşçi arkadaşlarıma ve bütün dünyaya sesleniyoruz. Bizim burada haklarımız yeniliyor, ihlal ediliyoruz, darp ediliyoruz, mobbinge maruz kalıyoruz. Kadın arkadaşlarımız aileleriyle, özel hayatlarıyla tehdit ediliyor. Haklarımız verilmiyor. Fazla mesai yaptırıyorlar bize. Biz de bu haksızlıklara karşı direniyoruz. Direnişimiz bugün bir haftayı geride bıraktı. Hala “büyük” yetkililerden haber bekliyoruz. Bu süreçle ilgili çözüm bulunmadığı sürece, direnişimize devam etmeye çalışacağız.

Jandarma, kolluk kuvvetleri bu konudan dolayı bizlere baskı uyguluyor. Bir patronun emriyle fabrika kolluk kuvvetlerinin desteğiyle kapatıldı. Valiliğin yasağına rağmen bizler direnişi devam ettireceğiz. Direnişimizin 3. günü kolluk kuvvetleri tarafından bize müdahale edildi, darp edildik, gözaltına alındık. Şimdi de baskı altındayız. Yasaklar devam etmesine rağmen biz bu süreci devam ettireceğiz. Bundan dolayı biber gazı, coplarla saldırsalar dahi biz buraya ölümüne gelmişiz, haklarımızı savunuyoruz. Biz kışkırtma amaçlı hiçbir şey yapmıyoruz. Biz tekrardan haklarımızın geri verilmesiyle işimizin başına dönmek istiyoruz.

 

“Sendika demek işçi demek!”

– İçerdeki çalışma koşulları ve buna karşı neler yaptığınıza dair neler söylemek istersiniz?

– Şu anda fabrikada Öz-İplik denilen bir sendika var. Öz-İplik sendikası fason sendikası, sarı sendika dediğimiz sendikalardan. Sendika demek işçi demek, işçinin sözüyle hareket eden demek. Biz bu sendikayı seçmedik, bu sendikayı patron seçti. Bizleri üye yapana kadar uğraştılar, sonrasında üye yapıldıktan sonra biz muhatap alınmadık sendikalardan. Çoğu arkadaşımız kapı önüne atılıp, tazminatları bile temin edilmeden “gidin ne haliniz varsa görün, bütün devlet kurumlarına şikâyet edebilirsiniz” dediler bize. Bir kadın arkadaşımızı kolundan tutup dışarı attılar. Bizler de bundan dolayı ayaklandık.

– Kaç işçi var bu fabrikada?

– Şu an da biz 550’ye yakın işçiyiz, grevdeyiz, içeride çalışan çok az kişi var.

Sabah 8’de işe geliyoruz ama eve gidiş saatlerimiz beli değil. Bazen gece 3’lere kadar kadın arkadaşlarımız bile kalıyor. Hatta iş çıkışında çoğu serviste ayakta gidiyoruz, servis sigortamız bile yok. Biz bu sıkıntıları yetkililere bildirmemize rağmen bizle muhatap olmadılar.

Toplam 6 yıldır fabrika çalışma geçmişim var. Özak Tekstil patronu bu 6 yıldır görüşmem içinde benimle 3 sefer toplantı yapmış. Üç toplantıda da ben tehdide maruz kaldım. Deprem, doğal afette biz evde kaldık. Çoluk çocuklarımızla yine çadırda kalan oldu, sokakta kalan oldu, aç susuz kalan oldu.

Kendilerini gayet garantiye alıp fabrikada gününü gün edip patronlarımız bizi çekip köşede bizi resmen tehdit ettiler. “Dokuz gündür evdesiniz” diyerek bizi tehdit ettiler. Normal yevmiye olarak hesapladılar, biz de bunu tekrar kabul etmeyene kadar yine de dedikleri gibi oldu. Buna karşı direniyoruz halen. Direnmeye de devam edeceğiz. Patron sendikasını fabrikada istemiyoruz. En doğal hakkımız olan sendika üyeliğimizi kullandık. BİRTEK-SEN’e geçişimizi yapmışız. Buna karşı patron da güç gösterisi yapıyor. Tehditler savuruyor, halen de içerdeki arkadaşlarımız baskı altında. Yani güvenliklerini devreye koyuyor. Biz de bundan ötürü haklarımızın peşine düşmüşüz, bundan kaynaklı grev yapıyoruz, grevimizin çabası bu.

 

“Grevi kırmaya çalışıyorlar!”

– Fabrikada ne üretiyorsunuz, fabrikadaki çalışma saatleri ve koşullarından bahseder misiniz, son sürecinizi anlatabilir misiniz?

BİRTEK-SEN temsilcisi kadın işçi: Biz LEVİS pantolon üretimi yapan bir firmayla çalışıyoruz. Özak Tekstil’in global bir şirket olduğunu biliyoruz. Bizi işten çıkarmakla tehdit etti. Sendikal hakkımızı kullanamadık. Ailelerimiz çok fazla arandı. Farklı bir sendikaya geçtikten sonra çok fazla sorun yaşamaya başladık. Bu yüzden de kadın arkadaşımızı işten çıkarmaya çalıştılar.

– Direnişte olan 550’den fazla işçi var. Hepiniz bugün kapıdasınız. Neler yaşandığından ve fabrika önündeki direnişinizden bahseder misiniz?

– Bugün direnişimizin ilk haftası geride kaldı. Çok fazla şey yaşadık. Coplarla müdahale edildi bize. Hiçbir şeye zarar vermeden sessiz bir şekilde eylemimizi yaparken, jandarmanın müdahalesine maruz kaldık, coplarını yedik. Eli kırılan, yaralanan birçok arkadaşımız oldu. Eylemimiz devam ederken, şu an Özak Tekstil farklı bir isimle İşkur’dan eleman alımı yapıyor. 550 işçisi dururken, farklı işçileri almaya tercih ediyor.

Bizim arkadaşlarımız da gereken yerlerle görüştü, gerekeni yaptı. Fabrika yönetimi İşkur elemanı vermeyeceğiz dedi ama gelin görün ki burada çok adaletsiz bir şekilde bize “hayır içeriye giremezsiniz” derken, içerden ayrı kapılardan farklı yerlerden farklı şekilde eleman alımı yapıyor. Grevi kırmaya çalışıyorlar. Dışardaki işçilerin hakkını vermeyip, farklı yerlerden işçi alımı yapıyorlar.

– Kadınlar daha özel sorunlar yaşıyor. Bizlere bu sıkıntıları anlatabilir misin?

– Biz başkaldırdıktan sonra yani hakkımızı istedikten sonra Özak Tekstil bize farklı bir muamele göstermeye başladı. İçerden sürekli ailelerimizi arayarak “sizin kızınız yanlış yolda, yanlış bir şekilde ilerliyor, yanlış yerde duruyor” gibi ifadelerle ailelerimizle, arkadaşlarımızı bazıları özel hayatlarıyla tehdit ediliyor.

Şahsi olarak “sen ekmeğinden mi olmak istiyorsun?” gibi işle tehdit etmeye başladılar. Bu şekilde birçok sorun yaşadık. Ve şu an işçi kardeşlerimiz, kadın elemanlarımız çok mağdur durumda. Yani lavabo ihtiyaçlarını karşılayamayacak şekilde, ne içeriye ne dışarıya abluka altında, iki tarafımız sarılmış bir şekilde. Hiçbir şekilde bizim emek verdiğimiz fabrikaya bizleri yaklaştırmıyorlar bizi.

– Yaşadıklarınız ve direnişiniz üzerinden mücadele eden kadınlara bir çağrınız var mı?

– Bizim grevimize ses olarak destek verebilirler. Bizim sesimize ses olun, bize ses verin. Destek olmak isterseniz sesimizi dünyaya duyuralım.

Daha fazla göster

İlgili Makaleler

Başa dön tuşu