Manşet

Eski CHP – Eskici Aygün

Hüseyin Aygün’ün HPG gerillaları tarafından alıkonulması ilginçtir ki, Şemzînan’daki mevzi savaşından daha çok gündem olabilmiştir.

Bunda TC tarihinde ilk defa bir milletvekilinin alıkonulmuş olmasının payı yadsınamaz.

Olayın kamuoyundaki yansıması ciddi düzeye ulaşmasına rağmen Tayyip nezdinde, hükümetin tutumunun ne kadar pervasız ve vurdumduymaz olduğu görüldü.

Her ne kadar CHP’li olsa da, her ne kadar Kürt kimliğini ötelemiş bir CHP milletvekili olsa da Kürt ve Alevi birinin alıkonulmasına egemenlerin tepkisi ancak sahte olabilirdi.

PKK tarafından yapılan açıklamaya göre Aygün’ün “yoğun şikâyetler üzerine gözaltına alınması” kararlaştırılmıştı. Bunun ne kadar doğru olduğu tartışması bir yana, eylemin Aygün’e ama daha da önemlisi kamuoyuna yönelik propaganda amaçlı olduğu açıktı. Keza başta da belirttiğimiz gibi Şemzînan’la başlayan tartışmayı neredeyse aşan düzeyde pekiştirmiştir.

Elbette bunun bir güç gösterisi olduğu, gerillanın eylem kabiliyetini göstererek devletin güvenlik zafiyetini göstermeyi amaçlamış, devletin güç gösterisinin sahteliği bu vesileyle bir kez daha gün yüzüne çıkarılmıştır.

PKK tarafından yapılan ikinci açıklama Aygün’ün işlemler tamamlandıktan sonra serbest bırakılacağı yönündeydi. Nitekim de öyle olmuştur. Kırk sekiz saat sonra serbest bırakılan Aygün’ün söyleyecekleri gerçekten merak konusu olmuştur.

Aygün, kameralar karşısında canlı yayından yaptığı açıklamada iyi – ortalama bir dil tutturmuş. Aslında kendisini tanıyanların beklentisini önemli oranda karşılayarak hamasetten uzak durmayı yeğlemiştir. Her ne kadar, kendisini alıkoyan gerillaları, silahın çözümsüzlüğüne kani olmuş, naif tipler olarak çizse ve kendi dar popülizminde küçümsese de Aygün’ün gerçekliği çerçevesinde anlaşılır bir tutum olmuştur.

Ne var ki, Aygün, muhtemel ki serbest bırakıldıktan sonra ve daha önemlisi yaptığı açıklamadan sonra devlet ve onun uzantısı olan CHP çatısındaki yerini anlamış, kendisine anlatılmış olmalı ki, daha pervasız bir dile seğirtmeye başlar görünmüştür.

İlk açıklamasında tam olarak anlaşılmasa da kendisini alıkoyan gerillalar hakkında şahsen şikâyetçi olmadığını belirtmesine rağmen daha sonra Radikal gazetesine verdiği röportajda kamu adına yaptığı şikâyetin şahsileştiğin emareleri vardır.

CHP ne kadar yenidir?

Aygün’ün popülizmi bu röportajda da devam etmiş. Uyuyan gerillayı kendisinin uyandırdığını belirterek, gerillanın uykuya daldığını imasında bulunmuştur. Ama daha önemlisi gerillayı uyandırmak bir yüce gönüllülük sergilemiştir, göğsü kabararak. Üstelik ona yapılan “zorbalık” da yeni değildir. Daha 23 yaşında “genç bir siyasi” iken de tehdit edildiğini öğrenmiş bulunmaktayız muhteremin.

Dersim dağları, popülizmin sınırlarının biraz daha zorlanmasıdır. Ama sınırların aşılmaması adına karanlıkta yol görünmez ve anlaşılmaz olmuştur onun için. Dersim dağları öyle herkese açmaz kollarını!

Kendisinden barış için daha çok mücadele etmesi ve bağımsız milletvekili olması “ricasında” bulunan gerillalara, verdiğini söylediği cevap zorlama olmaktan öte korkakçadır.

Yeni CHP”de bulunmaktan duyulan gurur”,silahların gölgesinde tek başına çaresizliği” ile yumuşatılmaya çalışılsa da canlı yayında Kamer Genç’in suratı “yeni” değil “yine” CHP diyen bir afiş gibidir.

O nedenle çok uzağa gitmeye gerek yoktur. ’38 Dersim’indeki CHP rolünün sürdüğüne Genç’ten daha iyi kanıt var mıdır ki!

Ya da ’38 günahından arınmak için en azından onunla yüzleşmek gerekmez miydi? Dersim’e Dersim bile diyemeyen bir Kılıçdaroğlu, ne kadar Dersimli’dir? CHP ne kadar yenidir?

Besbelli kulakları çekilmiştir Aygün’ün. İlk konuşması, onun ulaşabileceği azami düzey olmuştur. Her an yalnız bırakılacağı, alıkonulduğu sırada devlet güçlerinin operasyonlarını durdurmamasına rağmen başbakana ettiği teşekkür anlaşılmaz olsa da geçmişi onu hamasetten uzak tutabilmiştir. Yeni CHP değil, dönemsel CHP’nin bünyesi onu ancak kaldırabilmektedir. Bunu anladığı kesindir. O yüzden sırtını dayayabileceği tek sağlam güç vardır: Dersim halkı.

Yine de Dersim halkı üzerinden geliştirdiği argümanlar oldukça popülist ve milliyetçilikle bezeli bir kurnazlık içermektedir. Nihayetinde “arkadaşlar”ın yeni sıfatı “zorba” olmuş ve onlar Hüseyin Aygün’e değil Dersim halkının iradesine hakaret etmiştir!

Oysa kendisi, Dersim’in yekpare görünse de farklı dinamiklere içkin olduğunu en iyi bilenlerdir. Şayet bilemiyorsa, andaki gerçeği göremiyorsa, 19 yıl önceki gençliğine döndüğü gibi bir kez daha geçmişine ve Dersim geçmişine bakarsa Dersim halkının iradesinin parlamento seçimine hapsedilemediği görebilecektir.

Daha fazla göster

İlgili Makaleler

Başa dön tuşu