Manşet

Erdoğan; Sabah Akşam “Gezi”de!

Taksim Gezi Parkı eylemleriyle karizmayı iyiden iyiye çizdiren Erdoğan salvolarına devam ediyor.

Gezi Parkı’nda direnişin devam etmesi üzerine tüm mesaisini buraya adayan Erdoğan anlaşılan epey bir süre daha Gezi’yi ağzından düşürmeyecek.

Erdoğan, direnişçilerin taleplerini bilinçli bir şekilde çarpıtarak, görmezden gelerek manipüle ediyor kamuoyunu yanıltmaya çalışıyor, özetle direniş(i)çileri itibarsızlaştırmaya çalışıyor.

Taksim Dayanışma Platformu, direnişin temel öznelerini yansıtan bir temsiliyete sahipken Erdoğan, Hülya Avşar ve Necati Şaşamaz’la şaka yapar gibi görüşüyor.

Çok değil aradan saatler geçmeden bu kez gerçek temsilcilerle ve Gezi’ye destek veren sanatçılarla görüşmek durumunda kalıyor.

İstanbul valisinin, AKP yetkililerinin, Erdoğan’ın kanal kanal gezip, sabah-akşam bu kadar açıklama yapması ve kamuoyunu etkileme çabaları durumun kendileri açısından pekte iç acıcı olmadığını gösteriyor. AKP, kafa karışıklığı yaratmak adına ne yapacağını şaşırmış durumda.

Erdoğan, direnişçilerin itibarını zedelemek için ne yaptıysa tutmadı. Son referandum çıkışı bile birkaç saat içinde buharlaştı. Ama Erdoğan, ısrarlı, Taksim Gezi Parkı’nda direnenlerin kamuoyu önünde itibarsızlaştırılması için ne gerekiyorsa yapamaya and içmiş bir kere.

‘AÇIKHAVA TİYATROSU KURULDU’

Gezi Parkı bahanesiyle büyük bir açıkhava tiyatrosu kuruldu. Yanlış bilgilendirme, yanlış algı ve dezenformasyon olabilir. Samimi duygularla gelmiş insanlar olduğunu biliyoruz. Fırsatçılar, provoke etmek için gelen donanımlı kişiler olduğunu da biliyoruz. Asıl mesele açıkhava tiyatrosunun perdesinin arkasında çok farklı bir tablo var. Gezi Parkı bu işin kullanılan bir enstrümanıdır. Düğmeye dışarıdan basılmıştır. Şiddet, vandallık, öfke ve nefret gizlenmeye çalışıldı. Perde arkasını gizlediler, perdenin önü başka, arkası başka. Önde samimi gençler, arkada illegal örgütler var. Perdenin arkasında oynan oyundan bahseden hiçkimse yok.” diyen Erdoğan, Taksim Gezi eylemlrrini ne kadar anladığını yine gösterdi.

Erdoğan, Taksim Gezi Parkı’nda, AKP hükümetinin çevre düşmanı uygulamalarına, yaşamın her alanına yönelik yasaklarına karşı bir araya gelen direnişçiler arasında bir bölünme yaratma umudunu hala diri tutuyor anlaşılan.

Oysa çeşitli renklerden ve farklı ideolojik duruşlardan bu kadar kesimi birleştiren en önemli odak Erdoğan. Ve Erdoğan yaptığı her açıklama ile bu başarısını tescilliyor.

‘BİBER GAZI POLİSİN HAKKIDIR’

erdoğan polis Polis yasal olmayan her harekete müdahale eder. Bu ABD’de, Avrupa’da da böyledir. AB’de biber gazı kullanımı güvenlik güçlerinin hakkıdır. Söz konusu Türkiye olunca çifte standart devreye sokuluyor. Türkiye güneştir, o güneş balçıkla sıvanmaz; beyhude uğraşmasınlar. Perdenin arkasında siyasi hesaplar, ekonomik tuzaklar var. Polisin şiddetinden bahsediliyor, göstericilerin şiddetinden bahseden var mı?” sözleriyle Erdoğan polis vahşetine açıkça sahip çıkmayı sürdürüyor.

Basın açıklamalarının nerede, ne zaman ve nasıl yapılacağına , ne giyleceğine, ne içileceğine, ne kadar çocuk yapılacağına karar veren bir başbakanın olduğu bir ülkede demokratik hak ve özgürlüklerden söz edilemez.

Başbakanın yasal dediği tamda budur.

Demokratik haklarını kullanmak isteyen emekçilerin üzerine gaz bombaları, tazyikli su ve TOMA’larla saldırırsanız onlarda size karşılık verir.

Yaşanan eylemler sırasında binlerce insan polisin plastik ve gerçek mermilerinin hedefi oldu.

Neredeyse gaz bombası isabet etmeyen, gazlı, tazyikli su yemeyen kalmadı.

Böylesine bir polis terörü ortada duruken ve dört kişi polis vahşetiyle katletilmiş, onlarca insan hala yaşam mücadelesi vermişken Erdoğan’ın sözleri yapılanlara sahip çıkmaktan öte bir anlam taşımıyor.

‘MESAJINIZ ALINMIŞTIR’

Orada duranların niye durduklarını anlamış değilim. Ortada başlayan bir inşaat mı var? Gençler burada duracağınız kadar durdunuz, mesajlarınızı verdiniz. Gezi Parkı’yla ilgili mesaj alınmıştır, değerlendirme yapılmıştır.

Şu anda yargı kararı var. Yargı kararını bekleyeceğiz, yargı sürecini takip edeceğiz. Bölge idare mahkemesi ve Danıştay’ın kararları olacak. Nihai karar verildiği andan itibaren eğer bu karar olumsuzsa buna uyarız. Olumluysa da tekrar masaya yatırırız, o zaman da bir halk oylamasına gideriz.”

Erdoğan’ın aldığı mesajın tartışmalı olduğu açık. Erdoğan mesajı aldıysa Topçu Kışlası’nı yapmakta hala neden ısrar ediyor. Hak ve özgürlüklere neden hala azgınca saldırıyor.

erdoğan yasakalr AKP’nin politikalarına tepki gösteren yığınlara, kin ve öfke kusuyor, hesabı sorulacak açıklamaları yapıyor? Erdoğan’ın referandum çıkışı kitlelerin kafasını karıştırmaktan öteye gitiyor. Zira uzmanlar tarafından yapılan incelemelerle kamu yararı kesinleşen bir alandan bahsediliyor.

Erdoğan’ın buraya Topçu Kışlası yapma gerekçesini anlayan var mı acaba? Nasıl bir ekonomik neden sürüklüyor Erdoğan’ı bunu yapmaya? Yapılmadığı durumda ülke ekonomisinde büyük bir düşüş mü yaşanacak?

Yoksa ülkenin geleceği için stratejik bir yerden mi söz ediyoruz? Erdoğan’ın açıklamalarında tüm bu soruların yanıtı yok. O kendi şahsında Türk hakim sınıflarının otoritesini tesis etme uğraşında.

Topçu Kışlası’ndan geri adım atılması halkın gücünü açığa çıkaran önemli bir gelişme olacak. İstemedikleri şey tamda bu. Onlar halkın kendi gücünün farkına varmasından, kaderini eline almasından ölesiye korkuyorlar.

Zira, iktidarları halkın baskı, şiddet ve terörle itaate zorlanması üzerine kurulu.

Son olarak Erdoğan’ın “Gençlerimiz artık Gezi Parkı’ndan çekilin, evlerinize gidin. Kalacak illegal örgütler varsa onlarla baş başa kalalım.” sözlerine değinmekte fayda var. Orada güçlü bir dayanışmayla örülen kolektif bir hayat var. Farklılıkların bir arada yaşadığı ve mücadele ettiği bir ortam var. Böyle ucuz demogojileriniz hiçbir işe yaramaz.

 

Daha fazla göster

İlgili Makaleler

Başa dön tuşu