Güncel

Direniş dinamiklerinin parçası olmak, yeni örnekler yaratmak!

Bayram dolayısı ile bir hafta gecikmeli olarak sizlerle birlikteyiz. Siyasal atmosferin oldukça sıcak geçtiği şu günlerde doğru tespitler yapmak, bununla birlikte hızlı ve etkili müdahalelerde bulunmak önem taşıyor. Silvan’da yaşanan çatışmanın ardından Türk egemen sınıflarının, Kürt ulusal mücadelesine dönük başlattığı kapsamlı saldırı dalgası, “zengin ”araç ve yöntemlerle yol almayı sürdürüyor. Türk egemenleri, bir süredir hazırlıklarını yürüttükleri yönelim için Silvan’da yaşanan çatışmayı gerekçe gösterdi ve Zeytinburnu’nda olduğu gibi şovenist, ırkçı saldırıların önünü açarak şovenizm zehrini topluma daha güçlü bir şekilde zerk etti. T. Kürdistanı’nda 12 Eylül referandumunda aldığı yenilgiyle birlikte Kürt ulusuna yönelik saldırganlığın boyutunu adım adım geliştiren Türk egemen sınıfları için Silvan, hazırlıklarını yaşama geçirmek için yalnızca bir veri oldu. Silvan sonrası medya aracılığı ile geliştirilen şoven histeri ile oluşturulan atmosferle sınır ötesi operasyon başlatıldı. 1984’ten bu yana 24 kez sınır ötesi operasyon düzenleyen Türk egemenleri, bu kendileri açısından başarısız yönteme bir kez daha sarıldı. Türk egemenleri, bölgedeki köyleri, köprüleri bombaladı. İran’ın PJAK gerillalarına dönük saldırılarının hemen sonrasında gelişen bu bombardımanla PKK’nin sıkıştırılması, baskı altına alınması hedeflendi. Türk egemen sınıflarının Özel Ordu, sınıra yeni özel karakollar vb. adımları ile birlikte değerlendirilmesi gereken bu süreç önümüzdeki günlerin daha boyutlu çatışmalara gebe olduğunun da habercisi. Devletin bu boyutlu saldırılarına karşı Kürt ulusu önemli bir direniş geliştirdi. Gerillayı sahiplenen halkın bedenini ortaya koyarak sergilediği duruş, direniş tarihine önemli bir not olarak düşmüştür. Kandil’i bombalayan devlet, Kürt halkına da azgınca saldırarak BDP Van Meclis üyesi Yıldırım Ayhan’ı katletti, birçok şehirde1 Eylül Dünya Barış Günü eylemlerinde terör estirdi. Ne ki Yıldırım Ayhan’ı ve gerillaların katledilmesi, Kürt ulusunun iradesinin yok edilmeye çalışılması öfkeyi daha fazla harlamakta, direnişi büyütmektedir. Yıldırım Ayhan’ın cenazesinde ortaya çıkan görkemli sahipleniş bunun bir göstergesidir. Kürt ulusal mücadelesi, bedeller ödeyerek, direniş tarihine yeni ve çarpıcı örnekleri not ederek yol almayı sürdürüyor. Görünen o ki sınıf mücadelesi bu kulvarda performansından ivme kaybetmeden bir süre daha yol alacak. Meclisin açılmasıyla bir süredir ertelenen tutuklu vekiller tartışmasının yeniden alev alacağı ve Kürt ulusal hareketinin ilan ettiği Demokratik Özerk etrafında yeni direniş dinamiklerinin açığa çıkacağı açıktır. Devlet aygıtının önemli bir restorasyon sürecini yaşadığı ve ortaya çıkan krizle birlikte daha ciddi sıkışmalar yaşayacağını söylemek mümkün. Bunun da bir sonucu olarak egemenlerin daha fazla saldırganlaşacağı, toplumsal muhalefet güçlerine, işçi sınıfı ve emekçilere dönük saldırılarını yoğunlaştıracağı açık. Kıdem tazminatı ekseninde yürüyen tartışmalar, sendikaların örgütlenmesini zorlaştıran yeni düzenlemeler, cari açıktaki rekor yükseliş ve dünya ölçeğinde her gün içine yeni ülkeleri çeken kriz dikkate alındığında volkanın ciddi bir enerji biriktirdiği/biriktireceği görülebilir. Dipten gelen dalganın yüzeye daha güçlü vuracağı ve daha geniş bir alanda kendini hissettireceğini öngörebiliriz. Ne ki tüm bunlarla birlikte her tespit devrimci ve komünistlerin omuzlarına yeni sorumluklar yüklemektedir. Tespitler ve sürecin siyasal tahlili önemlidir ancak bunu tamamlayacak olan, müdahale adına atılacak somut adımlar, ortaya koyulacak performanstır. İşçi sınıfı ve emekçilerin mücadelesini devrim ırmağına akıtacak, onu kurtuluş yoluna bağlayacak olan ana arterler ancak bu şekilde inşa edilebilir. Sınıf mücadelesinde tansiyonu oldukça yüksek olan gündemlerin yanında bugün için görünür olmayan gündemlerin de kendi içinde yol aldığı, güç biriktirdiği ve patlama dinamiklerini geliştirdiğine kuşku yok. Tarihin değişik zaman dilimlerinde ortaya çıkan bu sinerjinin, doğru bir kanala akıtılamadığı durumda sönümlenmeyene daha geri noktalara savrulmaya açık olduğunu biliyoruz. Devrimci müdahalenin tarihsel rolü tam da burada, tarihsel rolünü yerine getirmelidir. Yığınları, sömürücü zorbalardan kurtuluşa götüren yol; küçük zaferlerden, kazanımların; ileri doğru atılacak adımların ve sınıf düşmanına indirilecek darbelerin öreceği bir güzergâhı izleyecektir. Yığınların öfkesinin bu güzergâha sokulması, burada tutulması ve yol alınabilmesi için; direniş dinamiklerinin bir parçası olmak, onlarla aynı havayı solumak ve yeni örnekler yaratmak gerekir. Yeni örneklerin, mevcut direniş siperlerinde mevzilenerek, bu siperlerin tahkim edilmesi ile yaratılabileceği ise açık. Bugün ihtiyacımız olan da budur!

Daha fazla göster

İlgili Makaleler

Başa dön tuşu