GüncelMakaleler

YORUM | Emperyalist Savaşlara, Enternasyonalist Savaşla Yanıt

"Emperyalist savaşlara nasıl cevap vereceğimiz, geleceğin nasıl şekilleneceği konusunda belirleyici bir faktördür. Emperyalist savaşlar, uluslararası bir girişim olduğuna göre verilecek cevabın da enternasyonalizmi içermesi gerekecektir."

Bugünlerde haberleri açtığımızda, Peru, Sri Lanka, ABD, İran, Irak, Yemen, Ukrayna, Rojava ve Suriye’de olduğu gibi kapitalist sistemdeki çatlaklara işaret eden dünyanın dört bir yanındaki isyanları ve devrimleri -girişimlerini- görüyoruz. Bu çatışmaların hepsinin hem özgül bağlamlarında hem de emperyalist müdahaleler bağlamında kendi nedenleri var. Biz dünyadaki emperyalist gerilimlere ilişkin perspektifleri ve buna karşı direnişin yükseltilmesinde enternasyonalizmin görevlerini tartışmaya çalışacağız.

“Üçüncü Dünya Savaşı” ufukta mı?

Öngörülebilir gelecekte ABD-AB ve Rusya-Çin güçleri arasında doğrudan bir çatışmanın başlaması pek olası görünmüyor, vekalet savaşları ise devam edecek gibi görünüyor. Kapitalistler savaşları kâr, hammadde kontrolü, dış pazarlar ve nüfuzlarını genişletmek için yürütürler. Her ne kadar propaganda yoluyla hedeflerini demokrasi, özgürlük ve hatta vatanseverlikmiş gibi gösterseler de bunlar kapitalizmin temel itici güçleri değildir.

Vatanseverlik, kendi halkını devlet lehine toplamak için son bir umutsuz girişimdir.

Nükleer savaş tehdidiyle birlikte bunun sonucu sadece yıkım olabilir, nüfuz ve gücün genişletilmesi değil. Ne ABD-AB tarafı ne de Rusya-Çin tarafı, I. Emperyalist Paylaşım Savaşı öncesinde olduğu gibi, çok sayıda ve dağınık bölgelerde askeri angajmanları yönetmek için gerekli olan güveni sağlayacak türden bir büyüme ve başarıya sahip değildir. Aksine, 2008 ekonomik krizinden bu yana emperyalizmin kalbinde göreceli bir istikrarsızlık hakim.

ABD emperyalizmi küresel olarak hala üstünlüğü elinde tutsa da gücü azalmakta ve Çin ile şimdiye kadar olduğundan daha fazla gerçek bir uyum ve bağımlılık yaşamaktadır. Ayrıca ABD’de halkın dış müdahaleye karşı güçlü bir muhalefeti var. Irak ve Afganistan’daki dağınık başarısızlıklardan sonra bu gerçek de hükümet üzerinde başka bir savaşa girmekten kaçınması için büyük bir baskı oluşturuyor.

ABD-AB ve Rusya-Çin arasında doğrudan bir savaş olmasa da dolaylı olarak diğer ülkelerin savaş meydanlarında “kan davalarını” sürdürüyorlar. Son on yılda, bu emperyalist güçlerin tamamen ya da kısmen vekalet savaşları olarak değerlendirilebilecek çeşitli savaşları ortaya çıktı. Bunların en dikkat çekici ve güncel olanları Rojava, Suriye ve Ukrayna’daki savaşlardır. Bu çatışmalarda elde edilecek kâr, kontrol edilecek hammadde kaynakları, genişletilecek nüfuz alanları vardır. Dolayısıyla emperyalizm, doğayı ve halkları boyunduruk altına almak için dünyayı bu şekilde silip süpürmeye devam edecektir.

Enternasyonalizmin görevleri

Emperyalist savaşlara nasıl cevap vereceğimiz, geleceğin nasıl şekilleneceği konusunda belirleyici bir faktördür. Emperyalist savaşlar, uluslararası bir girişim olduğuna göre verilecek cevabın da enternasyonalizmi içermesi gerekecektir. Uluslararası olan sadece emperyalist savaşlar değildir, kapitalizm artık hiçbir parçasının bağımsız olarak işleyemediği, birbirine bağımlı bir dünya ekonomisi yaratmıştır. Emperyalizm bu küresel kapitalist sistemi geliştirmenin kilit bir parçasıydı. Bu nedenle, işçi sınıfının çıkarları küresel olarak birleşmiştir. Kapitalizmin küreselliği, işçi sınıfının ortak çıkarları etrafında dünya çapında örgütlenmesini gerektirmiştir. Toplumun ilerleyebilmesi için ulusal sınırlar yıkılmalı ve yerini işçilerin uluslararası işbirliğine bırakmalıdır. Şu an itibariyle enternasyonalizm zayıftır, bu nedenle kitlelerin uluslararası örgütlenmesini yeniden inşa etmeye başlamak için bundan daha iyi bir zaman yoktur.

Bunu başarılı bir şekilde yapmak için öncelikle ihtiyaç duyulan şey ülkelerdeki yerel mücadeleyi güçlendirmektir. Bir ülke içinde sağlam bir örgütlenmeyle, o ülkenin devrimcileri ve halkı uluslararası düzeyde angaje olmak ve tartışmak için daha iyi bir konumda olacaktır.

İkinci olarak, dünyanın dört bir yanından komünist partilerden oluşan yeni bir enternasyonal yaratılmalıdır. Kapitalizmin ilerleyişine dair birleşik bir perspektif oluşturularak tutarlı bir cevap da verilebilir. Bu, uluslararası proletaryanın önderliğini oluşturacaktır. Üçüncü olarak, enternasyonalin önderliğinde çeşitli ideolojilerden örgütleri içeren devrimci bir cephe oluşturulmalıdır. Bu, kitleleri kapitalizme karşı birleştirme işlevine sahip daha geniş kapsamlı bir cephe olacaktır.

Ne öğrenebiliriz?

Bu sürecin henüz ilk aşamasındayız. Sınıf mücadelesini ülke içinde sürdürmeye ve güçlendirmeye ve aynı zamanda uluslararası bağlantılar kurmaya çalışırken başarılarına ve başarısızlıklarından örnekler bulmak için Rojava Devrimi’ne bakabiliriz.

Başarısızlıklar ve eksikliklerden başlayalım.

Rojava’da ve başka yerlerdeki devrimcilerin Rojava hakkında birçok farklı görüşleri var. Bu farklı görüşler enternasyonalist çalışmaları zayıflatıyor, çünkü çabalar bir bütünlük içinde değil çoğu zaman dağınık ve rastgele bir şekilde yürütülüyor. Bunun sonuçlarından biri de mücadeleye katılan enternasyonalistlerin sayısının görece az olması. Bu uluslararası örgütlenme eksikliği büyük ve maliyetli bir eksikliktir. Bir karşılaştırma yapmak gerekirse, İspanya’da, en azından başlangıçta hem İspanya’daki hem de uluslararası örgütler tarafından koşullar ve ileriye dönük yol hakkında daha birleşik bir bakış açısı inşa edildi. Bunun bir sonucu, enternasyonalist savaşçıların mücadeleye çok sayıda katılması ve böylece sadece sahadaki mücadeleyi desteklemekle kalmayıp aynı zamanda mücadele bilgisini ve ruhunu birçok coğrafyaya yayması oldu.

Öte yandan, devrimin ilk günlerinde, Rojava güçlerinin saldırıya geçtiği ve toprakları özgürleştirdiği dönemde bir başarı öyküsü bulunabilir. Kobanê’nin direnişi ve özgürleştirilmesi dünya çapında tanındı. Kobanê Direnişi, IŞİD’in karanlık güçlerine karşı farklı kültürlerden insanlar tarafından önemsenen değerlerle verilen bir mücadelenin dünya tarafından görüldüğünü ve desteklendiğini göstermektedir. Özellikle Kobanê’deki savaş sırasında, nispeten büyük sayıda enternasyonalist savaşçı çatışmalara katıldı. Kobanê enternasyonalizm ruhunu yeniden canlandırdı.

Bunun gücü, nasıl bir sembol haline geldiğinden anlaşılmaktadır.

Bir başka başarı da dört parçaya bölünmüş Kürdistan topraklarının mücadelesi kırk yıldır devam eden örgütlenmenin gücüdür. Bu öncü örgütlenme sayesinde, acil ayaklanma -bu acil tepki önemlidir, ancak elbette daha sağlam temellere dayanan birleşik bir uluslararası perspektifin eksikliği devam etmektedir- çağrısı yapıldığında, devrimcilerin ve solcuları harekete geçirmek için yeterli ilişki kurulmuştu.

Emperyalist vekalet savaşlarının, dünyanın dört bir yanını sömürmek ve kitlelere boyun eğdirmek için devam edeceği sonucuna varabiliriz. Önümüzdeki yıllarda ABD-AB ve Rusya-Çin arasında doğrudan savaş biçiminde bir üçüncü dünya savaşının gündeme gelmesi pek olası görünmese de küresel kapitalist sistem altında uluslararası proletaryanın çıkarları bir bütün haline gelmiştir. Bu nedenle, yerel mücadeleyi güçlendirmek ve ileriye ışık tutacak birleşik bir perspektif bulmak için sınırların ötesinde birlikte örgütlenmek de gereklidir.

Geçmiş hataları tekrarlamaktan kaçınmak ve geçmiş başarıları analiz ederek gelecek bağlamlara uyarlamak için enternasyonalizmin anlamı ve değeri iyi düşünülmelidir. Rojava’daki devrim, yakın zamanda yaşanan ve mercek altına alınması gereken direnişlerden biridir.

Daha fazla göster

İlgili Makaleler

Başa dön tuşu