Manşet

Bu çığlığa sessiz kalmayın!

İstanbul: 12 Eylül 2012 tarihinden bugüne hapishanelerde bedenler açlığa yatırılmış durumda. Tam 45 gündür 4 talep doğrultusunda direnen Kürt tutsaklara destek olmak için içeride ve dışarıda direnişler gün geçtikçe büyüyor. Burjuva medya bu direnişin 43. gününe kadar 3 maymunu oynadılar. 2 gündür burjuva basının dikkatini çekmesinin ve birçok köşe yazarının bu durumu görmelerinin nedeni tutsakların durumunun ağırlaşması ve dışarıdaki eylemlerin artmasıyla polisin saldırgan tutumu oldu.

Edî bese!

3 gündür yapılan açlık grevlerine destek eylemlerine polis copuyla, biber gazıyla ve tazyikli suyuyla karşılık veriyor. İçerde ve dışarıdaki iradeyi saldırarak kırmaya çalışıyor. Ama 3 gündür geri adım atmayan, inatla hapishanelerin önünü mesken eyleyen halkla karşı kaşıya kalıyor. Ve çözüm için bir adım atılana kadar da bu direniş hattında yürümekten vazgeçmeyeceklerini; “Edî bese, artık yeter, bize ettiğiniz zulüm nedir? Bizim çocuklarımız içeride ölüyor. Biz de dışarıda onları destekleyeceğiz. İster cop, biber gazı, taş, tazyikli suyla gelin isterseniz gözaltlılarınızla gelin. Bizler direnmekten vazgeçmeyeceğiz!” sözleriyle ifade ediyor. Direnişten vazgeçmediklerini bugün tekrar Bakırköy Kadın Hapishanesinde olmalarından görüyoruz.

3 gündür Bakırköy Kadın Hapishanesi önü eylem alanı!

Kadın hapishanesi önünde 3 gündür eylem var. İlk gün(24 Ekim) basın açıklaması yapmak ve ardından destek için 3 günlük açlık grevi yapmak isteyen insanlara polis, azgınca saldırarak 5 kadının yaralanmasına sebep olmuştu. O gün hapishane önüne gitmeyi başaran Sabahat Tuncel, 2 avukat ve 3 kişi açlık grevini başlatmıştı. Bu sayı ilerleyen saatlerde 15’i buldu. Ve o günden beri hapishanenin yakınına yani Çocuk Sitesi Durağı’nın arkasına kurulan polis barikatının önünden Barış Anneleri de destek amaçlı nöbet tutuyor.

Bugün(26 Ekim) hapishanelerin durumuna ve özelde Bakırköy’de yaşananlar dikkat çekmek için Halkların Demokratik Kongresi saat 12.00’de bir basın açıklaması düzenledi. Birçok kurumun yer aldığı açıklamada ilk sözü Levent Tüzel aldı. Tüzel; HDK adına burada olduklarını bu çığlığa sessiz kalmamak gerektiğine vurgu yaparak; “Özgür, onurlu, eşit bir yaşam isteyen 10 binlerce insanın bir çığlığı söz konusu, artık ölümlerin olmaması için, çözüm için bir adım atılması gerekiyor” dedi ve hazırlanan anayasa ilişkin; “Kürdün talebi karşılanmadıkça o zaman anayasa olmaz” ifadesini kullandı. Ardından söz alan 2 günlük açlık grevindeki Sabahat Tuncel içeride olduğu gibi dışarıda süren açlık grevlerine dikkat çekti ve; “Sadece içeride değil dışarıda da ölümler olacak. Bu konuda hükümeti de uyarıyoruz. Eğer bu konuda somut adım atmazsanız Türkiye’nin geleceğine yazık etmiş olursunuz. Daha çok çatışma, daha çok ölüm, daha çok zulüm gelişecek. Bayramın 2. günündeyiz, Kürtler bayram kutlamıyor. Kürtler her yerde direniyor. Her yerde halkımız cezaevlerinin önünde çocuklarına sahip çıkıyor. Biz bir kez daha AKP hükümetini uyarıyoruz, eğer Türkiye’nin meselesiyse o zaman bu meseleyi çözme konusunda irade gösterin” dedi. Tuncel’in ardından demokratik kitle örgütleri, Barış Anneleri ve şu an içeride açlık grevinde olan tutsakların aileleri söz aldı.

Bugün Bakırköy ve tüm hapishanelerin önünde tek bir söz üstüne basa basa söyleniyor. Ölümleri istemiyoruz. 30 yılı aşkındır süren savaşın yaşatılan zulme karşı direnen analar ve orada kitle sadece çözüm için adım atılması, çözümün önünde engel olmadığını ve geç kalınmadan taleplerin kabul edilmesini istiyorlar. Ve adım atılana kadar eylemlerinin devam edeceğini dile getiriyorlar.

Eylemin bitmesinin ardından kitle dağılırken E-5 yolunda 6 tane ses bombası patlatıldı. Ticari bir aracın içinden atılan ses bombalarının kimin tarafından atıldığı ise bilinmiyor. Bu sırada dikkat çeken durum ise ses bombalarının atılması sırasında ve sonrasında polisin hiç yerinden ayrılmamasıydı!

Daha fazla göster

İlgili Makaleler

Başa dön tuşu