ATİK’in de içinde olduğu Avrupa Demokratik Güç Birliği (ADGB), Türk Devletinin Rojava, Maxmur ve Şengal’e Saldırısını Kınıyoruz” başlıklı açıklama ile TC’nin saldırılarını protesto etti.
Açıklamada, “Türk devleti 1 Şubat tarihinde yeniden Rojava, Maxmur ve Şengal’i bombaladı. Yeniden diyoruz, çünkü Rojava’nın faşist IŞİD çetelerinden kurtarılıp özerkliğini ilan etmesiyle, Türk devletinin sürekli işgal saldırısına uğramıştır. Bu saldırılar sonucu, Türkiye sınır hattında işgal ettiği bölgelere beslediği faşist çetelerini yerleştirmiştir.
Türk devleti, Ortadoğu’yu kan gölüne çeviren bu işgal hareketini başta ABD ve Rusya olmak üzere tüm emperyalist güçler ve onların bölgedeki işbirlikçisi gerici devletlerin desteğiyle gerçekleştirmiştir.
Faşist Erdoğan’ın Rojava halkının iradesi karşısında, IŞİD çetelerinin yenilgisiyle birlikte yaptığı açıklamada; “başka yöntemlerle mücadele sürecek” söyleminin devamında defalarca bölge bombalanmıştır.
Bununla da yetinmeyip, 20 Ocak 2014 kantonların ilanı yıldönümünde, IŞİD çetelerini kurtarmak için Heseke Sinaa cezaevine dönük bölgedeki çetelerini saldırtmıştır. Bu saldırıyı QSD güçleri üstün bir direnişle boşa çıkarmıştır. Cezaevinde firar eden birçok çete üyesi yeniden yakalanmış, eylemi düzenleyen IŞİD çetesi de QSD tarafından yenilgiyi uğratılmıştır” şeklindeki sözlerle başladı.
Yapılan açıklamada, “bu yenilgiyi hazmedemeyen Türk devleti “özel ve farklı yöntemlerle mücadelemiz sürecek” açıklamasından hemen sonra Rojava, Maxmur ve Şengal’de sivil halkın yaşadığı bölgeleri bombalaması, “özel ve farklı” yöntemlerinin ne olduğunu ortaya koymaktadır. Öyle anlaşılıyor ki bu saldırılar devam edecektir.” denildi.
“Faşist AKP ve MHP koalisyonunun son çırpınışıdır bu saldırılar!”
Yapılan açıklamada, Türk devletini yöneten faşist AKP ve MHP koalisyonu içerde ve dışarıda saldırılarını daha da yoğunlaştırması, sonunun yakınlaştığını göstermekte olduğuna dikkat çekerek, “Faşizme karşı toplumsal muhalif güçlerin ortak mücadelesinin güçlenmesi mevcut koalisyonu çok rahatsız etmektedir. Şimdiye kadar yaptığı birçok hamlede teşhir olan bu koalisyon, son çırpınışını yeniden Kürtlere, devrimcilere, ilericilere, kısacası toplumun tüm dinamiklerine saldırarak gerçekleştirmektedir.
Başta hapishanelerdeki politik tutsaklara yönelik; işkence, kötü muamele, öldürme, hasta tutsakları serbest bırakmama gibi saldırıları sürerken, aynı zamanda bunu kınayan kitle eylemlerine saldırmaktadır. Kendi hakları için mücadele eden işçi ve emekçilerin grev ve yürüyüşleri yasaklanmakta, sokağa çıkan tüm kesimlere saldırmaktadır.” denildi.
“Rojava, Maxmur ve Şengal’de ki saldırıya karşı ortak mücadeleyi büyütelim!”
Açıklamada, “Rojava, Maxmur ve Şengal’e yönelik 1 Şubat’ta başlatılan saldırıyı ancak, ezilen halkların ortak mücadelesiyle boşa çıkartabiliriz. Nasıl ki Kobane direnişi, enternasyonal alanda binlerce direnişçinin katılımı ve milyonlarca insanın dayanışma eylemleriyle kazanıldıysa, bugün de bu saldırıları demokratik güçlerin ortak mücadelesiyle boşa çıkartılabiliriz.
ADGB olarak; Avrupa’daki yerli ve göçmen demokratik güçleri, Rojava, Maxmur ve Şengal’i sahiplenmeye, faşist saldırıya karşı ortak mücadeleye çağırıyoruz. Her alanda tüm güçleri faşist saldırıyı sokağın gücüyle boşa çıkarmaya çağırıyoruz.” şeklindeki çağrı ile sona erdi.
