18 Ocak tarihinde ÇHD’li avukatlara, Grup Yorum üyelerine ve Halk Cephesi’ne yapılan operasyonun davaları bugün görülmeye başlandı.
Gözaltındakilere destek vermek için Çağlayan Adliyesinde toplanan kitle bekleyişini sürdürürken kolluk kuvvetinin tutumundan kaynaklı zaman zaman gerginlikler yaşandı.
Sabah saatlerinden itibaren Çağlayan Adliyesi önünde bekleyen gruba birçok sanatçı destek verdi. İlk önce sözü alan Efkan Şeşen, Grup Yorum’un bu halkın türkülerini yaptığını ve devletin Grup Yorum’u baskıyla, gözaltıyla yıldırılamayacağını ifade etti.
Daha sonra sözü alan Ferhat Tunç ise şunları belirtti. “Grup Yorum’un yanında olmak geleceğimizi savunmaktır. KCK davalarıyla başlayan süreçte on binlerce Kürt cezaevlerine hapsedildi, şimdi ise sıra sosyalistlerde. Hükümetin dayandığı zihniyet işte budur. Grup Yorum ve ÇHD’li avukatlar yalnız değildir.” Ferhat Tunç’tan sonra Milletvekili Sırrı Süreyya Önder, devletin muhaliflere, barışa, özgürlük talebine karşı otomatik bir düğmeye bağladığını, bu şekilde bu sesleri susturmaya çalıştığını ifade etti. KCK ile başlayan tutuklama sürecine yeni bir sürecin eklendiğini söyledi. Devletin bir miladının olduğunu, bunların artık son çırpınışları olduğunu belirten Önder, eğer barış söyleminde ciddilerse bu hukuksuzluğa son vermelidirler dedi. Tiyatrocu Ragıp Yavuz da bir konuşma yaparak Grup Yorum’un, ÇHD’li avukatların yanında olduğunu belirtti.
Adliye önündeki bekleyiş Ferhat Tunç’un söylediği “Özgürlük Mahkumları” türküsüyle ve daha sonra çekilen halaylarla devam etti. Kitleye destek için gelen Disk Genel Başkanı Erol Ekici de bir konuşma yaparak; “Ne ÇHD’nin 40 yıllık mücadele tarihi, ne Grup Yorum’un 25 yıllık tarihi, ne de Yürüyüş dergisinin mücadelesi işkencelerle, tutuklamalarla, baskılarla durdurulamaz. Grup Yorum gecekondu direnişlerinde, gençlik direnişlerinde, işçi direnişlerinde hep ezilenlerin yanında yer aldı ve onlar bu mücadele geleneğinden kaynaklı susturulmak isteniyor. Bizler bu ülkede insanca yaşamak isteyen halklar, ezilenler, sosyalistler mücadele etmeye devam edeceğiz.” dedi.
Birçok gazeteci ve sanatçının da desteklediği eylem sırasında sıklıkla “Devrimci Avukatlar Onurumuzdur” , “İşkence Yapmak Şerefsizliktir” , “ÇHD Susmadı Susmayacak” , “Grup Yorum Halktır Susturulamaz” , “Kahrolsun Faşizm Yaşasın Mücadelemiz” sloganları atıldı.
Adliye içinde darp edilen Av. Ali Şafak ise duruşma hakkında şunları belirtti: “Operasyonların başından beri süren polis terörü bugün adliye içinde de devam etti. Bizler avukat arkadaşlarımızla birlikte, gözaltındaki arkadaşlarımızın yanında olmaya devam ediyoruz. Süreç artık savcılık ifadesi aşamasına geldi. Bugün TMK’nın baktığı davaların bulunduğu kata arkadaşlarımızın mahkemesine gittiğimiz sırada çevik kuvvet ekipleri koridora barikat kurarak bizi mahkeme salonuna yaklaştırmadılar. Biber gazı tüpleriyle bizlere vurarak, coplarla yumruklarla saldırdılar. Çok sayıda arkadaşımız polis tarafından darp edildi, yaralandı. Ancak dört tanesi rapor alabildi. 1 arkadaşımızın başı yarıldı, durumu ağır ve hastaneye kaldırıldı. Diğer arkadaşlarımızdan birinin kaburgasında kırık var. AKP hükümeti her yeri, adliye koridorlarını, mahkeme salonlarını, sokakları işkence odalarına çevirdi. Savcılar ve hakimler de bu devlet terörüne göz yumuyor. Bizler davaya girerek arkadaşlarımızı savunacağız, yanlarında olacağız. 40 yıldır ÇHD susmadı, bu şekilde darp ederek, saldırarak bizi susturamayacaklar.”
Bu açıklamadan sonra Pınar Aydınlar’da söz alarak gözaltındakilerin yanında olduğunu, işkencelerin, baskıların halkın sesini, ezilenlerin sesini susturamayacağını ifade etti. Sınıf mücadelesini kararlılıkla sürdüreceğiz diyerek, her zaman zulme karşı direnenlerin yanında olacağını söyledi.
Adliye önündeki kitlenin bekleyişi halay ve türkülerle devam ederken, adliye çevresinde polis, adliye binasına gazeteciler de dahil olmak üzere kimsenin girmesine izin vermedi.
