Kadın

Arınç’a böylesi “utanma duygusu” bilmem nereden gelir?

Malum TBMM gündemi oldukça yoğun! Bizim adımıza hayırlı bir şey çıkmayacağı kesin olan bütçe görüşmeleri yapılıyor. Ancak bu bütçe görüşmelerinde sadece “bütçe” görüşülmüyor.

Son olarak da bir “utanma” tartışması başladı. Hem de kim “utanmış” biliyor musunuz? Bülent Arınç!

Neden “utanmış”?

Geçtiğimiz Mayıs ayında Roboski katliamının önünü alamayacağını fark eden başbakan R. T. Erdoğan, cebindeki kadın düşmanlığı kartını çıkarmış ve “Yatıyor, kalkıyor ‘Uludere’ diyorsunuz. Her kürtaj bir Uludere’dir” diyerek, gündemi kadın bedeni üzerindeki eril hakimiyeti artıracak bir saldırı üzerinden değiştirmeye çalışmıştı.

Binlerce kadının sokağa çıkarak, “Kürtaj değil, Roboski katliam” şiarıyla eylem yaptığı günlerde, CHP de, kadın milletvekilleri aracılığıyla ortamın muhalif havasından nemalanma çabası içine girmişti.

CHP Ankara Milletvekili Aylin Nazlıaka, CHP’nin bu dönemde “kadın sözcülüğünü” yapmış, “Başbakan önce üç çocuk önerisinde bulundu, arkasından bunu beş çocuğa çıkardı. Arkasından kürtaj ile ilgili böyle bir açıklama yaptı. Başbakan’ın kadın bedeni üzerinden siyaset yapmayı bırakması gerekiyor, özetle diyorum ki Başbakan vajina bekçiliğini bıraksın” demişti. (Sözün doğruluğu bir yana CHP’nin, bedel ödeyen kadınların argümanını kullanarak, nemalanma çabası ayrı bir yazı konusu olacak kadar önemli.)

İşte bütçe görüşmeleri olurken, Arınç’ın “utandığını” açıkladığı konu Nazlıaka’nın sözleri…

Bakın ne diyor Arınç:

Kürtaj meselesi konşulurken siz öyle bir söz sarf ettiniz ki benim yüzüm kıpkırmızı oldu. Ben asıl o zaman mahçup oldum. Asıl o zaman yerin dibine girdim. Bir evli, bir bayan, çocuğu olan milletvekili kendisi ile ilgili bir organını nasıl böyle açıkça konuşabilir. Nasıl bundan yüzü kızarmaz.

Bu adam değil miydi daha geçtiğimiz günlerde kendisini dinlemeye gelen gazetecilere mesir macunu fırlatan?

Yine TRT Genel Müdürü İbrahim Şahin’e de mesir macununu fırlatıp “Buna en çok senin ihtiyacın var İbrahim” şeklinde sulu-ergen şakası yapan da bu zattı!

Mesir macunu dendiğinde bu toplumda ne anlaşıldığını herkes biliyorken; Arınç, bu mesir macununu dağıtmaktan “utanmıyor” da, “vajina” kelimesinden “utanıyor”! “Erkek erkeğe” her şey konuşulur ama bir kadın, eğer de “evli, bir bayan çocuğu olan milletvekili” ise o çok “ayıp” olan ve erkek egemenliğinin gözünde yalnızca cinselliği simgeleyen vajina kelimesini ağzına alması “ahlaksızlık” oluyor.

Bu nasıl bir ikiyüzlülük?

Spor gazeteleri, o “utandığınız”, mahçup olduğunuz kelimeyi, küfür kısaltmalarıyla manşet yaparken niye kılınız kıpırdamadı? Kadın kendi bedenine dair konuşamaz ama birileri manşetten her istediğini söyler, öyle mi?

Arınç ve kodamanı olduğu AKP’liler her gittikleri düğünde “gelinden 3-5 çocuk” isterken “utanmazlar”! (Sanki bebekleri leylekler getiriyor.)

Kürtaj tartışmalarını milyonların önünde yaparak kadın bedenine ve cinselliğine dair ahkam keserken de “utanmazlar”!

Ya da Hüseyin Üzmez gibi “dini bütünler” 14 yaşındaki çocuklara istismarda bulunduğunda ya da yargılanırken, “akli dengesinin yerinde olmadığı kanıtlamak için” herkesin ortasında pantolonunu indirirken hiç “utanmazlar”!

N.Ç ve onlarca kız çocuğu toplu tecavüze uğrarken, tecavüzcüleri tek tek tahliye etmekten yüzleri bile kızarmaz! Pozantı’da çocuk tutsaklara yaşatılanlar açığa çıktığında “utanmak” şöyle dursun, olayı açığa çıkaran gazeteciyi tutuklarlar.

Buradan Arınç’a sesleniyoruz:

“Utanmadan” önce mesir macunu dağıtıcılığını bırak!

Çünkü şimdiye kadar cinsel saldırıya uğrayan kadın ya da çocuklar; “vajina” deyip “utanmadıkları” için değil; aksine sizin gibi erkek cinselliğini kışkırtıp ondan sonra da başını kuma gömen deve kuşları yüzünden saldırıya uğradılar. Sokakta, evde, yaşamın her alanında her an tacize, tecavüze ve her türlü cinsel saldırıya uğrama ihtimali olan biz kadınlara da neden utanıp, neden utanmamamız gerektiğini öğretme!

Daha fazla göster

İlgili Makaleler

Başa dön tuşu