GüncelMakaleler

YORUM | TC’nin hercai çabası: TC Venezüella yakınlaşması

TC bu ilişkisi ABD mevcut politikalarına karşıt bir pozisyonda duruyor. Bu karşıtlık genel olarak kendi ekonomik krizini aşma çabasından geliyor. Ancak evdeki hesap çarşıya uymamaktadır.

Türkiye’deki gündemin sıklıkla değiştiği bir süreçten geçiyoruz. Görünenler ekseninde bir yorum yapılacaksa da o TC’nin dış politika konseptinde ciddi sorunların olduğu emperyalizmle bağlarının farklı seyrettiğidir.

AKP’nin iktidar krizi kendini bu bağlamda münferit bir dizi sorunla gösteriyor. Ekonomiden, toplumsal muhalefete saldırganlığa kadar uzanan kriz evresi onun bir arayış içinde olduğunu gösteriyor.  Her şeyden önce şu belirtmek gerekiyor; iktidarı boyunca devlet aygıtı içinde konumlanışı 15 Temmuz sonrası değişim göstermiştir. Belki toplumsal açıdan gücünü belli manipülasyon ve prangalarla teşhis etmiş ancak bu propagandalara  karşılık paralel bu konumlanışı içindeki kadroları da silmeyi ihmal etmemiştir. Yani kısacası AKP kendi varlık zemini olan Gülen Cemaatini karşısına alarak aynı zamanda kendi bünyesinde hedef almıştır. Buna kendi varlığının çatışkısı diyebiliriz.

Her iktidarın politik zeminde kaçınılmaz sarsıntıları olur. Bu sarsıntılar toplumsal muhalefetin gelişimi ya da süren giden sürecin toplumsal çelişkiler karşısındaki konumlanışıyladır. Dolasıyla iktidarı var eden koşul olan toplumsal çelişkiler çözülmediği süreci, bu çelişkiler onun daimi krizidir. Toplumsal açıdan çelişkilerin ağırlığından kurtulmak için sarılanan manipülasyon, kumpas ve oyun sonun başlangıcıdır. AKP’de bu süreci uzun süredir yaşıyor. Kürt Ulusal Hareketi (KUH), ekonomik, politik sorunlar varlığındaki çelişkiler, emperyalizmin dünyada değişen ekonomik ve politik reaksiyonlarına ayak uydurmak gerçekten zordur. Hele hele tün bunların kendisinin varlığını tehlikeye soktuğu oranda bunlara rağmen var olmak isteniyorsa burada ayrı bir maharete ihtiyaç vardır.

Ortadoğu ekseninde ve kendi iç sorunu halini alan Uluslararası ilişkileri krizi giren TC devleti Kürt ulusal sorunu karşısında da çıkmazdadır. Öte yandan da ötelenmiş bir ekonomik krizin eşiğindedir. Bu boyuttaki bir kriz TC devletini ve AKP’yi politik olarak  hercai bir duruma dönüştürmüştür.

Bir  yanda ABD diğer yandan Rusya ile ilişkilerde ortaya ciddi anlamda dökülen düzensizlik aslında bir arayışın ürünüdür. Bu arayış içinde Venezüella ve Madura iktidarı ile ilişkiler sıklaştırıldı. TC ve Venezüella arasında oluşturulan ilişkiler ciddi düzeylere taşındı. Peki gerek coğrafi gerekse de kültürel açıdan farklı ve uzak olan bu ülkeler arası ilişki neden bu düzeye geldi.

 

TC ve Venezüella neden yakınlaşıyor

TUİK verilerine göre  TC ve Venezuela arasında dış ticaret hacmi 2018 yılının ilk on ayında bir milyar doları aştı. Aynı dönemde Türkiye’den Venezüella’ya ihracat 91 Milyon dolar. Venezuela’dan Türkiye’ye yapılan ithalatta  984 milyon dolara ulaştı. Bu rakamlar her ne kadar Türkiye’nin toplam ticaret hacminin küçük bir kısmını uluştursa da iki ülke arasındaki ticaret hacmi arasındaki belki de en yüksek ivmedir. Bu ticari ilişki içinde Türkiye Venezüella’ya buğday unu makarna sabun bebek bezi temizlik ürünleri, kişisel bakım ürünleri (dış macunu ve ağız bakımı kapsamı itibariyle) işlenmiş mermer ve Ayçiçek yağı ihraç etmiştir. Venezuela’ya ise Türkiye’ye kıymetli ve yarı kıymetli taşlar ve kıymetli metaller, inciler, taklit mücevherler metal paralar, mineral yakıtları, mineral mumları ve demir çelik ürünler ihraç etmiştir.

Bu ürünler kapsamını baktığımızda iki ülkenin de kriz ekseninde ihtiyaç duyduğu ürünlerdir. Bilindiği üzere Venezüella uzun süredir ciddi bir krizin eşiğindedir. Mevcut verilere  baktığımızda % 96’sının petrol ihracatının oluşturduğu Venezüella 2013-2017 yılları arasında ekonomide %30 küçülme yaşadı. Asgari ücretin beş milyon Bolivar olduğu ülkede bir bardak kahve 2 milyon Bolivar’dı. Bir işçi asgari ücretiyle sadece iki buçuk bardak kahve içebiliyor. İlaç ve gıda ihtiyacının karşılayamayan Venezüellalılar ciddi bir krizle boğuşuyor. 2018 yılı sonlarındayken Venezüella’nın enflasyonuna %1 milyon olacağı tahmin ediliyor. Ülkede elin sabuna değmesi lüks, et yemek imkansızdır. Yoksulluk %90 oranında. Tıbbi veriler ise genel olarak ortalama kilogramında on kilogram kaybın yaşandığını söylüyor. Bölge ülkelerine ise göçler yaşanmaktadır.

Lain Amerika’nın en güçlü ekonomisine sahipken en yoksul ülkesi haline gelen Venezüella adeta ekonomik bir kıyımın eşiğindedir. ABD emperyalizmin yaptırımlarının etkisi ile krizin genişleyen ülke Türkiye ile ticari ilişkileri geliştirmektedir. Daha doğrusu TC geliştirdiği bu ilişkide ülkenin yaşadığı krizi fırsat biliniyor. Bu ilişki iki ülke arasındaki siyasi anlamda diplomatik ilişkileri geliştiriyor. Devlet başkanı Madura’ya dönük eylemler ilk olarak TC tarafından tepki ile karşılanıyor. Bu ilişki neticesinde Madura son bir yılda 4 kez TC’yi ziyaret etti.

Venezüella’nın altın rezervi Türkiye’ye akıyor

ABD’nin yaptırımların etkisiyle Venezüella yönünü emperyalist kutuplaşma  neticesinde Rusya ve Çin’e döndermiştir. Ayrıca Venezüella madencilik Bakanı Viktor Cano konu maden şirketleri ile küçük maden işletmelerinin çıkardıkları altının Türkiye de işlenip paraya çevrildiğini belirtti.

Yeraltı kaynağı açısından zengin ancak işletme imkân ve tesisleri bulunmayan, var olan tesislerinde ABD’nin baskı ve yaptırımları neticesinde pasif olan ülkenin TC ile ilişkileri aslında kendi çıkmazının sonucudur. Bu durum ise TC tarafından büyük bir fırsat olarak görülüyor.  Öte yandan Cano TC ve Venezüella arasında yapılan anlaşmanın detaylarına ilişkin bir dizi açıklamada bulunmuştur.

Anlaşmanın yasa dışı olmadığı ve taşımacılık kurallarına uygun olduğunu belirten Cano bu yönetmeliğin TC ile ortak planlandığını söyledi. Madura’nın  TC ziyaretinde ise konuya ilişkin açıklamalar yapılarak detaylı bilgiler verildi.  Madura Türkiye’ ye Venezüella’nın kripto parası ‘petro’ ilk dış ticaret teklifinde bulundu ve nakit paranın imkansız hale geldiğini belirtti. Madura “kripto” paramızın teminat ülkemizdeki petro kimya kaynaklarımızın varlığından…

Bir finansal araç olarak dış ticaret ve yatırım alanlarında kullanılıyor. Böyle bir yeni para birimi Türkiye’de de fayda sağlayacak ve ekonomik ilişkilerimiz daha da gelişecek’(13 Kasım 2018)

Maduro’nun bu ziyaretinin ardından mevcut ilişkiler belli bir evreye taşındı. Türk devleti ve Venezüella arasındaki bu ilişkinin boyutları dikkat çekici olup uluslararası alanda ABD’nin yaptırımlarını angaje etmek olarak yorumlanıyor. Venezüella bu durum TC’nin konuya dair  romantik baskısı ile şekilleniyor. TC devleti Venezüella’nın yer aldığı kaynakları ile birlikte kendi para birimini güçlendirmenin derdinde. Bunu yaparken de uluslararası ilişkileri ve kendi ekonomik ve sosyal yapısına aldırış etmiyor. Konuya ilişkin MÜSİAD şirketler palazlandırılırken amacın bu komprador grubu çapsız büyümesini sağlamaktır.

Maduro Venezüella’nın kaynaklarını TC ye satarken ABD etkisinden kurtulmanın derdindedir. Ancak mevcut tablo TC’yi de sıkıştıracak türedendir.

TC bu ilişkisi ABD mevcut politikalarına karşıt bir pozisyonda duruyor. Bu karşıtlık genel olarak kendi ekonomik krizini aşma çabasından geliyor. Ancak evdeki hesap çarşıya uymamaktadır.

Bir ÖG okuru

Daha fazla göster

İlgili Makaleler

Başa dön tuşu