GüncelMakaleler

Anı-Anlatı | To rê oxır bo hevalê Sinan

"Heval Sinan ardında yalnızca iz bırakmadı, genç nesillere devrimci bir yaşamı ve tarihi dolu dolu yaşamanın kılavuzunu devretti."

Yerde bağdaş kurarak oturuyordu. İçeriye girdiğimizde ayağa kalktı ve yoldaş sıcaklığıyla selam verdi.

Devrimci, yoldaş samimiyetiyle verdiği selam ile hissettirir kendini. Hissettim… Devrimci kişiliğini tanımam için henüz sohbet etmemiştik, ekmeğimizi bölüşmemiştik belki de ama onun içten selamıyla karşılaşınca uzun yıllar görmediğim bir yoldaşımla karşılaşmış gibi mutlu oldum.

Çayların yudumlanmasıyla sohbetin koyulaşması bir oldu. Büyük bir merakla sorular soruyordu ve arada yaptığı yorumlara espriler de katıyordu. Doğal bir komutan ciddiyeti ve sakinliği ile bir çocuk masumiyeti ve coşkusu vardı. İkisini bir arada taşımak hiç de öyle olağan bir şey değildi, ancak o, bu özelliklere sahip olmak için özel bir çaba sarf etmiyordu.

Onunla aynı ortamda olunca tükenmeyen sohbetler yürütülür ve kahkahalar mutlaka duyulurdu. İlk görüşme olsa da, her birimize eşit şekilde davranır, herkesi ortama dahil etme çabası gösterirdi. İkinci günde bana “yoldaşlar ekmek yapacaklar, sen de katıl istersen” demişti.

Böylece ben de ekmek yapan ekibe dahil oldum. Ekmek pişirirken birinin üstüne orak çekiç çizmiştik. Sinan yoldaş bunu gördüğünde etrafa saçtığı gülüşü ile keyifli olan ortama daha fazla neşe katmıştı. Onun varlığı ayrı bir renkti.

Yalnızca coşkusu, içtenliği ve sıcaklığı değil, siyasi tartışmalar yürütüldüğünde sergilediği tavır da herkesi etkilerdi. Kendinden emin bir üslubu vardı her zaman, fakat karşı tarafın söylediklerini de düşünürdü ve bunu yaptığı her halinden belliydi.

Onun bu yaklaşımı gencinden yaşlısına, herkese güven verirdi. Bundan dolayı sessiz olan veya konuşmaya çekinen yoldaşlar bile dahil olurlardı sohbete. O doğal haliyle bir önderdi. Pratik zekasıyla çözüme odaklı düşünürdü, iyi bir dinleyiciydi ve aynı zamanda saatlerce dinleten bir anlatım tarzı vardı. Her konuda rahatlıkla sohbet edilebilirdi onunla. Gözlemlediği bir sorun olduğunda da yapıcı bir şekilde eleştirirdi.

Sinan yoldaşla enternasyonalizm üzerine sık sık sohbetlerimiz oldu. HBDH’ye verdiği önemi ve değeri yaptığı konuşmalardan anlamak zor değildi, ancak o yalnızca Ortadoğu ile sınırlandırmamıştı devrim mücadelesine olan sevdasını.

Dünya devrimini konuştuğumuzda da kalbinin gericiliğe karşı savaş veren her yerde çarptığı görülebiliyordu. Dünyadaki gelişmelere hakimdi ve her şeyden ders çıkarılabileceğine içtenlikle inanıyordu. Örgüt ayrımı yapmaksızın, tamamen devrimin çıkarlarına odaklı fikirler yürütüyordu. Onun bu sarsılmaz inancı, güç veriyordu.

Sinan yoldaşın şehit düştüğünü öğrenince hüzün ve öfke iç içe geçti. Onun gibi örnek bir yoldaşla bir daha karşılaşamayacak olmanın yarattığı derin acı, sonsuzluğa uğurladığımız her yoldaşımızda olduğu gibi düşmana karşı kinimi biledi. O da nice yoldaşıyla vedalaşmanın acısını taşıdı omuzlarında. O yük ağırlaştıkça Sinan yoldaş daha hızlı adımlarla koştu. Görevleri arttıkça, daha sıkı sarıldı sorumluluklarına. Heval Sinan ardında yalnızca iz bırakmadı, genç nesillere devrimci bir yaşamı ve tarihi dolu dolu yaşamanın kılavuzunu devretti.

Onu anlatmak için, onu anlamak gerekir. Onu anlamak için de deryasında yüzdüğü onur mücadelesine sarılmak, eskiyi yıkmak için yola çıkanlarla omuzdaş olmak gerekir. Sinan yoldaş böyle konuştu, böyle yaşadı. Ne Avrupa’nın ego kokan sokaklarından etkilendi ne de devrimci mücadeleyi gerileten dar çıkar çatışmalarından.

Onunla aynı havayı solumuş olanlar, ondan etkilenmemiş olamazdı, çünkü o gerçek bir devrimciydi ve bu, onun yürüyüşünden, su içişinden dahi belli oluyordu. O bir halk insanı, doğal bir önderdi. Artık, çürümüş olanı yıkma yolculuğunda onun anıları da eşlik edecek bizimle. Faşizme karşı yürütülen savaşta atılan her mermide onun kahkahaları Kürdistan dağlarında yankılanmaya devam edecek.

Daha fazla göster

İlgili Makaleler

Başa dön tuşu