İstanbul: Açıklamada ilk olarak basın-yayın kuruluşlarının ve çalışanlarının toplumda olanları haberleştirmesinin ve bu sayede gerçeğe ulaşılmasının demokrasi ve özgürlüğün koşullarından olduğu belirtildi. TC’nin ise bu konuda sicilinin temiz olmadığı belirtilerek “Kapatılan, dağıtımı ve ulaşımı engellenen kurumları, kovuşturmaya uğrayan veya cezaevlerine konulan gazeteci, muhabir ve yazarlarıyla bu ülkenin basın ve yayın kurumları tam bir cendere içindedir.” denildi. Gazetecilik anlayışı ‘yandaş’ olmayan ve gerçek haberleri yapma gayesinde olan basın-yayın kuruluşlarının emekçilerinin de bu cendere içerisinde birçok baskıya maruz kaldığının altı çizildi.
Arkadaşımız hedef haline getirildi
Açıklamada “Herhangi bir tekele ya da iktidar odağına bağlı olmadan yayın yapan, yazan, çizen özgür basın geleneği ve gazeteciler geçmişte olduğu gibi bugün de bu nedenle baskı altındadır” denilerek bu gerçeğin son örneğinin de bu sabah gözaltına alınan Derya Okatan olduğu belirtildi. Ankara’da polis tacizine maruz kalan Merve Demirel ile röportaj yaptıktan sonra gözaltına alınan Derya Okatan’ın konuyu haberleştirmesinden sonra gözaltına alındığına dikkat çekildi. Açıklamada “Bizzat İçişleri Bakanı Süleyman Soylu’nun ağzından, “Polisi ezmesine müsaade etmeyiz. Polisimize tacizci diyenlerle hesaplaşacağız” sözleriyle tacize sahip çıkan siyasi iktidar, tacizi haberleştiren arkadaşımızı hedef haline getirmiştir” denildi.
Asıl suçlu olan taciz suçunu işleyenlerdir
Açıklamada ayrıca Derya Okatan’ın sabah saatlerinde evinin basılıp ‘sosyal medya paylaşımları’ gerekçe gösterilerek gözaltına alınmasının ülkede yaşanan anti-demokratik uygulamaların da tezahürü olduğu belirtilerek “Kendi iradesi dışında söz söyleyene ne olduğuna bakmadan ‘terörist’ yaftası vuran, yasalara biçimsel bir bağlılıktan bile uzak, anti-demokratik yaklaşım, bu somut örnekte de bir kez daha görünür hale gelmiştir” denildi.
Derya Okatan’ın taciz olayını haberleştirmesinin aynı zamanda ülkede var olan erkek egemen sistemin çeşitli biçimlerine karşı mücadele olduğu belirtilerek “Yüzlerce kadının erkek egemen şiddetin çeşitli biçimleriyle karşı karşıya olduğu bir toplumda farkındalık yaratma, bu gerçeği değiştirme mücadelesi veren kadınların sesini ve sözünü çoğaltmak, sadece gazetecilik etiği değil; aynı zamanda insani bakımdan da bir sorumluluktur. Derya’nın da bu sorumluluğa sahip çıktığının belirtildiği açıklamada “Suçlu olan, o değildir. Suçlu olan, siyasi iktidarın arkasında durduğu o polistir ve cezalandırılmalıdır” denildi
Son olarak Derya Okatan’ın serbest bırakılması çağrısını yapan Özgür Basın Emekçileri kamuoyunu da konu hakkında duyarlı olmaya davet ederek açıklamasını sonlandırdı.
