MakalelerPusula

Alışkanlıklarımızı belirleyen yaşam tarzımız olmalı!

Her sınıfın ve toplumun kendine ait bir kültürü, yaşam tarzı ve alışkanlıkları vardır. Dolayısıyla burjuva-feodal sistemin de kendine ait, yaşamımıza nüfuz eden alışkanlıkları vardır. Buna karşın proletaryanın da kendine has alışkanlıkları ve kültürü vardır.

Nedir ki komünist bir toplum yerine kapitalist bir toplumun ellerine doğduğumuz için bizlere ilk aşılanmaya başlanan burjuva-feodal alışkanlıklar, yaşam tarzı ve kültürdür.

Alışkanlıkların, yaşam tarzımız üzerindeki etkilerini göz ardı edemeyiz/etmemeliyiz. Karşımızda burjuva-feodal bir sistem var ve bu sistem, kulağımıza ismimiz fısıldandığı andan itibaren alışkanlıkları tüm maddi-manevi araçlarıyla karakterimize ilmek ilmek işlemektedir.

Ve bizleri düşünmeyen, sorgulamayan, araştırmayan, aynı pratikleri tekrarlayan bireyler haline getirmektedir. Bu alışkanlıklardan bazıları yaşam tarzımız üzerinde daha belirleyici olmaktadır. Örneğin, keyfiyetçilik. Bir hata yaptığımızda ya da yapmamız gereken şeyi olması gereken şekilde yapmadığımızda bunun nedeni sorulunca rahatlıkla bahaneler bularak yapmamayı meşrulaştırabiliyoruz.

Ya da özel mülkiyetçilik örnek olarak verilebilir. Koca dünya içerisinde sistem için bir nokta kadar küçük olan, ama kendimiz için kocaman olan “ben” en vazgeçilmezlerimizdendir. Zaten alışkanlıklarımızı, zaaflarımızı aşamamamızın da sebeplerinden biri yine bu “ben”e zarar vermekten kaçınmamızdır. Peki, bu durum nasıl ortaya çıkmaktadır?

Örneğin; bazen bilgilerimizi kendimize saklama şeklinde ortaya çıkabilmektedir. Yani öğrendiğimiz, bildiğimiz bir şeyi yoldaşlarımıza, örgütlülüğe mal etmekten kaçınabilmekteyiz. Çünkü o bilginin bize ait olduğunu düşünüyoruz. Ya da olumlu pratikler izlediğimiz zaman rahatlıkla “ben yaptım”, “benim ilişkim” vs. diyebiliyoruz. Yani özel mülkiyetçilik anlayışından ötürü başarıların bize ait olduğunu sanıyoruz. Ama her nedense olumsuzluklarımız ya da başarısızlıklarımız durumunda aynı rahatlığı kendimizi sorgulamada göstermiyoruz.

Esasında bu somut örnekleri çoğaltabiliriz. Tembellik, istikrarsızlık, hantallık, dağınıklık vs. her biri yaşam tarzımızı belirlemekte olan alışkanlıklardır. Aslında bizim yaşam tarzımızı alışkanlıklarımız belirlemektedir. “Oysa yaşam tarzımızı belirlemesi gereken alışkanlıklarımız değil, alışkanlıklarımızı belirleyen yaşam tarzımız olmalıdır.”(Sefagül Kesgin). Sefagül yoldaşın dediğinden de anlaşılacağı gibi yaşamımızı, yaşam tarzımızı küçük burjuva alışkanlıklardan çıkarıp devrimcileştirebildiğimiz oranda alışkanlıklarımızı devrimcileştirebiliriz.

O oranda küçük burjuva yanlarımızdan vazgeçebiliriz. Özcesi hedeflerimize uygun, yaratmaya çalıştığımız topluma, dünyaya uygun yaşamalıyız. Biz, devrimin zafere ulaşmasını istiyorsak ya da daha küçük bir meseleden ele alalım, bir eylemin başarıya ulaşmasını istediğimizi dillendiriyorsak, ama göreve keyfiyetçilikle, tembellikle, rahatlıkla, hantallıkla vs. yaklaşıyorsak yeterince istemiyoruz demektir. Aynı şey alışkanlıklarımızı aşmak için de gereklidir.

Alışkanlıklarımızdan vazgeçmemekte ayak diriyorsak, biz, o alışkanlıkları kabullenmişiz, onlarla uzlaşmışız demektir. Faaliyetin birçok alanında, birçok sorunu çok uzun zamanlar tartışıyorsak ve bu sorunları aşmada ağır aksak ilerliyorsak bu, kendimizi alışkanlıklarımıza, eksiklerimize zincirlemekten başka bir şey değildir.

Alışkanlıklarımızdan vazgeçmek elbette kolay değildir. Ama bizim mücadelemizde hiçbir şey kolay değildir. Alışkanlıklarımız, kapitalist toplumun bize yüklediği tüketim kültüründen gelmektedir. Ve onlara mahkum olduğumuz sürece eskiye takılı kalır ve yeniye doğru bir o kadar yavaş yol alırız ve eskiyi de bir o kadar tüketiriz.

Özellikle 40. yılımızda gerçek bir sıçrama istiyorsak alışkanlıklarımızdan vazgeçmek, değişimin önemini görmek zorundayız. Örgütlülüklerimize, halka, yoldaşlara sarıldığımız oranda burjuva alışkanlıklarımızla bağımız o derece incelecektir.

Elbette bir anda kopmayacaktır. Ama önce pamuk ipliğiyle tutunur hale getirip sonra gitgide o bağları koparacağız. Biliyoruz ki ihtiyaçlarımız eksikliklerimiz, eksikliklerimiz görevlerimizdir.

Daha fazla göster

İlgili Makaleler

Başa dön tuşu