GüncelManşet

Acele kamulaştırmalarla HES’in yolu açılıyor

 

İzmir: Padişah fermanı gibi çıkan Kanun Hükmende Kararnameleri ile nam salan AKP hükümeti; Jet hızıyla çıkarttığı kamulaştırma yetkisi ile HES projelerini hızlandırıyor. Son olarak; Bakanlar Kurulu Kararı ile; Isparta’nın Sütçüler ilçesine bağlı Kasımlar beldesi ile Darıbükü, İbişler ve Çukurca köylerinin yanı sıra Antalya’nın Manavgat ilçesine bağlı Değirmenözü ve Yeşilbağ köylerinde yaklaşık 500 parsel arazinin acele kamulaştırma yetkisi, hazine adına tescil edilmek üzere Enerji Piyasası Düzenleme Kurumu’na  devredildi.

Bakanlar Kurulu’nda alınan 2012/3466 Sayılı kararı, 28375 Sayılı Resmi Gazete’de yayınlanarak yürürlüğe girdi. Kararda, “Isparta İli, Sütçüler İlçesi ile Antalya İli, Manavgat İlçesinde tesis edilecek Kasımlar Barajı ve Hidroelektrik Santralinin yapımı amacıyla ekli listede bulundukları köy ile ada ve parsel numaraları belirtilen taşınmazların hazine adına tescil edilmek üzere Enerji Piyasası Düzenleme Kurumu tarafından acele kamulaştırılması; Enerji ve Tabii Kaynaklar Bakanlığının 11/7/2012 tarihli ve 739 sayılı yazısı üzerine, 2942 sayılı Kamulaştırma Kanununun 27 nci maddesine göre, Bakanlar Kurulu’nca 16/7/2012 tarihinde kararlaştırılmıştır” denildi.

Yukarı Köprüçay Koruma Platformu konu ile ilgili açıklama yaparak; kararı devletin 6 köye “el koyma” kararı olarak nitelerken; Kamulaştırma yetkisinin EPDK’na devrinin köylülerin bir avuç toprağına ve herkesin ortak malı olan orman arazilerine “şirketler adına el koyma” anlamına geldiğini savundu.

Egemenler eliyle yürütülen HES projeleri; son dönemde dört bir yanı sararak sürüyor.  Devlet eliyle sürdürülen projeler köylülerin yaşam alanlarını bir avuç sermayedara peşkeş çekmek, su kaynaklarını ticarileştirerek şirketlere rant alanı yaratmak temelinde sürdürülüyor. Özellikle T. Kürdistanı’nda süren projeleri ise; daha derinlikli anlamda gerilla ile halkı birbirinden kopartmak ve bölgeyi insansızlaştırmak gibi saldırıları da içeriyor.

Başbakanın “su akar Türk bakar devri bitti” söylemi ile hızlanan ve artan HES projeleri; havanın, suyun ve yaşam alanlarının ticarileştirilmesi, son süreçte emperyalizmin yaşadığı uluslar arası kriz ortamı göz önünde bulundurulduğunda daha bir anlamlı hale geliyor.

Emperyalizm ve uşaklarının bu çabası; Krizin derinliği ve Suriye’de, Irak’da, Mısır vb. ülkelerde de süren pazar ve rant arayışının ne boyutlarda olduğu, adeta kar edilecek her noktaya hırsla saldırma durumunun da göstergesi.  Bu nedenle de, bir anda geçen yasal düzenlemeler; hiçbir engele takılmadan; planlanan peşkeş sürecinin sorunsuz sürdürülmesine yarıyor.

Çevre ve Şehircilik Bakanlığı’nca 26 Temmuz tarihinde “ÇED Olumlu Kararı” verilen Kasımlar barajı için kamulaştırılacak alanların büyük çoğunluğu ise orman arazisi; yine bunun yanı sıra tarlalar, köyler, meyve bahçeleri de  var.

Yapılacak kamulaştırmalar köylülerin yaşam ve üretim alanlarına yönelirken; özellikle orman arazisi olması da ayrıca değinilmesi gereken bir konu.

Zira; devletin “orman vasfını yitirdiği” iddiası üzerinden 2B arazilerine yönelik çıkarttığı yasal düzenleme herkesin malumudur.

Geçen sene çıkartılan “orman köylülerinin kalkınmalarının desteklenmesi ve hazine adına orman sınırları dışına çıkarılan yerlerin değerlendirilmesi ile hazineye ait tarım arazilerinin satışı hakkında kanun” ile; orman vasfını yitirdiği kisvesi ile; orman alanları rant alanı olarak peşkeş çekiliyor ve “kentsel dönüşüm” çerçevesindeki alanlar da buna katılarak yetki önceliği TOKİ’ye veriliyor.

Yani bütünlüklü anlamda egemenler; şehirde ve kırda; yaşam alanlarımızı emperyalist şirketlere ve yerli komprador uşaklarının hizmetine sunmakta sınır tanımıyorlar. Siyanürlü altın aramaları ile, kentsel dönüşüm ile, HES projeleri ile, 2B yasası ile bütünlüklü bir saldırı kapımızda ve üzerimize akın ediyor.

Böylesi bir süreçte, gelen saldırı dalgalarını terse çevirmek için direnişten başka çare kalmıyor. Siyanürlü altın aramalarıyla, HES’ler ile, Kentsel dönüşüm saldırıları ile yaşam alanlarımıza saldıran egemenlere karşı; Tortumda direnen köylüler, Köyceğizde, Allioni de, geçmişte Bergama köylüleri, yine Gerze, Munzur ve Peri suyunda yapılan köylülerin eylemleri ve LİMAK şirket ait olan Pembelik baraj şantiyesine yönelik yapılan eylemler sürecin alternatifi konumunda.

 

Daha fazla göster

İlgili Makaleler

Başa dön tuşu