Makaleler

Aaa! BDP’liler dokunulmazmış!

Tutsakların başlattığı açlık grevleri 68. günün ardından sona erdiğinde, Kürt meselesi üzerinden yaşanan gerilimin durulduğu görülmüştü ki, bunun geçici olduğunun anlaşılması için başbakanın konuşmasına gerek yoktu.

Açlık grevi taleplerinin esasen hiçbirinin karşılanmamasına rağmen bitirilmesi, elbette hükümet üzerinde bir baskı oluşturmadığı şeklinde yorumlanamaz. Ancak taleplerin karşılanmaması, hatta bu yönlü beklentinin hâliyle düşük olması, çatışmanın bizatihi süreceğinin göstergelerinden biridir sadece.

Kürt meselesinde, taraflar arası görüşme olasılıklarına ve görüşmelere rağmen seyrin oldukça uzun bir süre daha şiddet temelli yürüyeceği yaşanan tecrübeden bellidir. Bu bağlamda, Erdoğan tarafından ortaya atılan idam tartışmasının, doğrudan somut bir karşılığı olmasa da, tartışmanın düzeyi bakımından işaret ettiği somut durum, her türlü saldırıyı içeren inkâr ve imha konsepti olduğu açıktır.

İdam tartışması, spekülatif olabilir, hatta bu gizlenmeden kabul edilen bir gerçektir. Ama Erdoğan’ın her sözünün bu minvalde değerlendirilemeyeceği de açıktır.

Hatırlanacağı gibi geçtiğimiz yaz sonu, Şemdinli’de yol kesen PKK gerillaları ile BDP’li bir kısım milletvekilinin karşılaşması ve birbirlerine sarılması üzerine başlayan linç, bugün Erdoğan’ın talimatıyla yeni bir düzey kazanmış durumda. Malum, tek adam nezdinde oluşturulan otoriterlik Erdoğan’ın buyruklarıyla gerçekleniyor.

Daha dün, yargıya talimat verdiğini ve gerekenin yapılacağını söylemişti ki, bugün olanlar tam da o gerektir işte. BDP Eşbaşkanı Gültan Kışanak, Grup Başkanvekili İdris Baluken, milletvekilleri Adil Kurt, Sebahat Tuncel, Nazmi Gür, Hüsamettin Zenderlioğlu, Halil Aksoy, Esat Canan, Ertuğrul Kürkçü ile Aysel Tuğluk hakkında “terör örgütüne yardım” etmekten hazırlanan fezlekeler parlamentonun Anayasa ve Adalet Karma Komisyonu’na gönderildi. Yargılanabilmeleri ve tutuklanabilmeleri için dokunulmazlıklarının kaldırılması istenmekte. Hemen burada akla bir soru geliyor:

Bugüne kadar dokunmadılar mı?

Her türlü hakarete, miting sahnesinde yumruklanmaya, polis tarafından tartaklanmaya, kemiklerinin kırılmasına maruz kaldığı bugünün koşullarında BDP’liler açısından dokunulmazlığın bir hükmü olabilir mi?

Bunca saldırıdan sonra fiilen olmayan bir dokunulmazlığın kaldırılması tehdidi yerine neden parti kapatılamıyor sorusunu da ulusalcılıkla zehirlenmiş kafalardan duymak mümkün. Doğrusu BDP, öncellerine göre bir devlet tarafından kapatılmama rekoru kırdı.

Ama öte yandan, binlerce resmi ve gönüllü çalışanı rehin alınmışken, milletvekillerine saldırılar devam ederken, belediye başkanları ve vekilleri tutukluyken, eylemleri yasaklanırken aslında fiili bir kapatma hâlinin olmadığını söylemek mümkün olmamaktadır.

Şimdi bu fiili olarak sıkıştırma ve kötürüm kılma taktiği için sıvalı kollar, elbette krize dönüşebilecek açlık grevini de bir şekilde aşarak harekete geçti.

Kucaklaşma hareketini, ceza yasalarında suçun tipikliği açısından öngöremeyen yasa yapıcı profesörler ve bilumum devlet erbabı muhtemel ki, hayıflanıyorlardır, nasıl düşünemedik diye!

Neyse ki, görevi ihmal suçunu işlemeye bir an olsun meyletmeyen burjuva medya, bir kez daha imdada yetişti ve o kucaklaşma olayının aslında mizansen olduğu, planlı yapıldığı haberini bir iddia olmanın ilerisinde aktarmayı görev bildi.

Yeni bir şeyler de olmuyor değil. Danışıklı dövüş türünden açıklanamayacak türden bir karşı çıkış düzeyinde olmasa da bir frenleme, yumuşatma şerhinde bulunmayı ihmal etmedi cumhurbaşkanı.

Muhtemelen tam senesini hatırlamadığı 1994’te DEP milletvekillerinin yaka-paça gözaltına alınıp, tutuklanmalarına işaret ederek, bunun çıkmaz sokak olduğunu, çözüm olmadığını belirtti. Peki, çözüm ne? Onu Abdullah Gül, daha iyi bilmeli. Zira “iyi şeyler olacak” dediğinde, şapkadan çıkacaklar konusunda geniş bir kesimde yeni bir beklenti yaratmayı başarmıştı.

Yeni bir şey çıkmadı, çıkamazdı da. Beslendikleri ve besledikleri ideolojinin buna elvermesi mümkün değil. Bunun için deney yapmaya gerek yoktur ama tecrübeyle de sabittir.

Daha fazla göster

İlgili Makaleler

Başa dön tuşu