GüncelManşet

“İşten çıkarılan işçiler işleri ile terbiye edilmek isteniyor!”

İzmir: İzmir Büyükşehir Belediyesi bünyesinde farklı taşeron şirketlerde çalışan 120 işçi geçtiğimiz günlerde çeşitli gerekçelerle işten çıkarıldı. DİSK’e bağlı Genel-İş üyesi yüzlerce işçi yarım gün iş bırakarak belediyeye işçileri geri alması çağrısı yaparak bir uyarı eylemi gerçekleştirdi. İşçilerin işten çıkarılmasının nedenlerini, başlattıkları hukuk mücadelesini Genel-İş 2 No’lu Şube Başkanı Arif Yıldız ile konuştuk. Yıldız, uyarı eyleminden önceki gece Belediye ile “anlaştıklarını” söyleyerek eylemden çekilen Genel-İş 1 No’lu Şube’ye de tepki gösterdi.

 

İşçilerin başlattığı hukuk mücadelesi bugün “verimsizlik”, “performans düşüklüğü” gerekçesi adıyla işten çıkarılmalarına neden oldu, bu süreci özetler misiniz?

Arif Yıldız: Bundan 1 yıl önce Bursa’da Büyükşehir Belediyesi’nden atılan işçilerin açtığı bir dava vardı. 6772 sayılı yasaya istinaden kamuda çalışan tüm personele devlet, 52 günlük ikramiye öder ibaresi vardır, aslında 1954 yılında resmi gazeteden yayınlanmıştır bu.  Bursa’daki işçilerin bu davayı kazanması ile bizde elimizde bu verilerle gittik genel sekreterlikle görüştük. Dava açmadan bunu ek protokolle çözebileceğimizi söyledik, bize “gidin davanızı açın, hakkınızı kazanın, gelin görüşelim” denmişti. Daha sonra biz şube olarak iki temsilci arkadaşımızla dava açtık ve davamızın biri sonuçlandı. 5. İş Mahkemesi bizi, taleplerimizi haklı gördü ve bir üst mahkemeye gitti, şimdi o süreci bekliyoruz.  Ancak işveren, kendince bir önlem almak için bu işten çıkarmaları gerçekleştirdi, çünkü 700’e yakın işçi dava açmış oldu.

İşveren burada kendince bir hamle yaparak sudan bahanelerle, kendisinin imzaladığı toplu sözleşmeyi hiçe sayarak işçileri “verimsizlik”, “yaş haddi geldi”,  raporlu vs. diyerek işten attı. Geçtiğimiz aylarda işten çıkarılan sekiz arkadaş için de davalarını geri çekerlerse işe alabileceğini söyledi bürokratlar, bizler işçi arkadaşlarla görüştük, arkadaşlar davalarını geri çekeceklerini işlerini geri istediklerini söylediler.

 

– Bu 8 işçi KHK’yla değil belediyeden atılan işçilerdi değil mi?

– Bir yıldır darbe girişimi bahane edilerek ülkeyi KHK’larla yöneten bir iktidar anlayışı var, bir de burada “sosyal demokratım” diyenler var. En son işte, onlarca işçi işten çıkarıldı. Biz daha önceki basın açıklamalarında, görüşmelerinde de dedik, bu yanlıştan bir an önce dönülsün. Varsa bir disiplin suçu ki, bayramdan önce Atatürk’e hakaret eden kimseyi çalıştırmayacaklarına dair bir açıklama yaptı belediye, sonuçta toplu iş sözleşmelerinde disiplin cetveli diye bir şey varsa disiplin suçu burada sonuçlandırır. Bunun yerine bir mesajla “senin ilişkin kesildi, şirketine git gerekeni yap” şeklinde işçiler işten çıkarıldı.

 

Belediye işçilerin yarım gün iş bıraktığı ve greve çıktığı gün “greve çıkarsanız hakkınızda soruşturma açılır” diye tehdit mesajı atarak işçilerin grev hakkını engellemek istendi. OHAL’in patronlar için ilan ettikleri açıktan söyleyen iktidar bir yıl içinde onlarca grev yasakladı. Greve katılan binlerce işçi hakkında soruşturma, dava açtı, CHP bu anlamda AKP’den, iktidardan öğreniyor mu? Siz ne dersiniz?

– Şunu söyleyeyim; işverenin, patronun siyasi yapısı, dili, dini, kimliği olmaz; patron patrondur. Bir ticari mantıkla yönetir ve sıkıştıklarında işçiyi işten atar bunu bugün iktidar da yapıyor, düşünün işte bu ülkenin en tepesindeki adam çıktı, daha önce grevler vardı ama fabrikalar bu grevlerin tehdidi altındaydı, OHAL’le grevleri yasakladık diye açıklama yaptı. Ancak basın açıklamamızda da söyledik, o kafasını kuma gömen sendikacılar, buraları kendilerinin geçim kaynağı olarak, makam mevki rant kapısı olarak gören o sendikacılara söylüyoruz, bizim yapmamız gereken tek bir şey var; birleşmek, işçinin hakkını gasp ediyorsa ona karşı birleşmek. Kim işçiyi açlıkla terbiye ediyorsa ona karşı birleşmek hangi siyasi parti olursa olsun fark etmez. Topyekün mücadele etmemiz gerekiyor.  Bakın Türk-İş’e bağlı Belediye- İş’ten geçtiğimiz ay 14-17 arası işçi atıldı ses yok. İşte biz bundan kaynaklı birleşmek zorundayız, yapmıyorsak da yarın işçiler buna en ağır şekilde cevabını verir. Seçim dönemlerindeki olay işçiler nezdinde böyledir, oylarımızı kullanırız her şey o paravanın arkasında kalır, çıktıktan sonra kendi gerçeğimizle yüz yüze kalırız. Biz bundan sonra da işçilerle birlikte hangi mücadele şekline karar verirsek o mücadele şekli ile yolumuza, mücadelemize devam edeceğiz.

Daha fazla göster

İlgili Makaleler

Başa dön tuşu