Kadın

2-3 Şubat’a buluşma kestik

Proletarya Partisi’nin ilk şehidi Meral Yakar’dan başlayan yürüyüşümüzü yüzlerce, binlerce kadın yoldaşımızın bizlere açtığı yoldan ilerleyerek sürdürüyoruz. Bu yürüyüş esnasında bazı dönemeçler yaşanır, yaşarız. Bu anlar, tarihe not olarak düşecek ve geleceğimizi şekillendirecek olan adımlarımızdır. 4. senesini dolduran Yeni Demokrat Kadın çalışmamız, bu adımlarımızdan biridir. Başta kendimiz olmak üzere tüm ezilen-emekçi kadınlar açısından özgün bir örgütlenmeye olan ihtiyacın bir sonucu olarak oluşmaya başlayan YDK için de şu günlerde önemli bir dönemeçteyiz.
Daha önce köşemizde kadın çalışmasında en temel ihtiyaçlarımızdan biri olarak önümüze kurumsallaşma tartışmalarını koymuştuk. Bu kurumsallaşma tartışmalarında ilk somut adımımız 10 Nisan 2011’de gerçekleştirdiğimiz Kurultay Örgütleme Konferansı oldu. Buradan yakaladığımız motivasyonu 40. yılımızın etkisiyle 8 Mart 2012’ye taşıdık. Şimdi sıra 2-3 Şubat’ta gerçekleştireceğimiz kurultayımızda!
Önce kısaca kurultay hazırlık sürecimizi değerlendirmek gerekirse atölyeler oluşturarak çalışma tarzının önemine değinmek gerekir. Bu süreçte kurultayın konularını kapsayan 6 atölye oluşturduk. Bu atölyelerin en önemli kazanımı araştırma-inceleme yapmak açısından bize kazandırdığı deneyim oldu. Bu sürece katılan her bir kadın birçok kitap, dergi, makale okuyup, buradan notlar çıkararak yazıları hazırladı. “Yuvayı dişi kuş yapar”ın yansıması olarak pratik işlerin o inanılmaz cazibesine kapılan bizler açısından politika üretmenin aracı olan atölyeler aracılığıyla onlarca kadın, teorik çalışma yapmıştır. Bu, bizler açısından çok önemli bir kazanımdır.
İstanbul, Amed, Ankara, İzmir, Mersin, Dersim gibi bölgelerde alanın gerçekliğine göre atölye sayıları belirlendi. Bu süreçte en büyük eksikliğimiz olarak bölgeler arası iletişimimizin yetersizliği, bundan kaynaklı İstanbul dışındaki bölgelerde kurultay hazırlıklarına geç başlanması ve bu duruma müdahalesizlik karşımıza çıkmaktadır. Yine oluşturulan atölyelerin toplantılarını düzenli alma ve çalışmalarını yazıya dökme konusundaki yetersizliği tartışılması gereken bir diğer konudur. Meselenin kökenine indiğimizde “Şiddet atölyesinden deneyimler” yazısında da vurgulandığı gibi karşımızda bin yılların omzumuza yüklediği edilgenliği görüyoruz.
Şimdi bu kurultayla bu eksilerimizi artıya, yelkenlerimizi edilgenlikten özne olmaya çevirmemiz gerekiyor. Kurultayımızın gerçekleşeceği ve yalnızca Yeni Demokrat Kadınlarla, YDK’yı tanımak isteyenlerin katılım sağlayacağı 2-3 Şubat tarihinin anlamı da budur. Sefagül Kesgin, Nurşen Aslan, Gülizar Özkan, Fatma Acar ve Derya Aras yoldaşların şehit düştüğü tarihte gerçekleştireceğimiz kurultayın, onların yolundan yürüyen bizlerin omuzlarına yüklediği bir sorumluluk var. Beşler olmanın, Beşler yaratmanın anahtarı olan bu örgütlenmeyi kurumsallaştırmak, ileriye taşımaktır.
2-3 Şubat’a kestiğimiz buluşma yaklaşırken hedefimiz 8 Martlar ya da 25 Kasımlara sıkışmayan 365 gününü mücadele ile dolduran bir canlı mekanizma yaratmak olmalıdır. 1915’te Mustafa Suphilerle yakalanıp cinsel işkence ile katledilen Maria’dan Meral’e, Beşler’den Paris’te katledilen 3 yurtsever kadına, Güldünya’dan “fazla ‘Arka Sokaklar’ dizisi izlemenin cezasını” ölmekle ödemek zorunda kalan Mehtap’a kadar herkesin ve kendimizin bizden beklentisi budur.
Biz bunu başarabiliriz, başarmalıyız, başaracağız!

Daha fazla göster

İlgili Makaleler

Başa dön tuşu